| Artık herşey acı vermeye başladı. Sence bırakmalı mıyım? | Open Subtitles | كل شيء يضر في كل وقت كنت أعتقد أنني يجب أن الإقلاع عن التدخين؟ |
| Sence burada kalıp hiçbir şey yapmamalı mıyım? | Open Subtitles | وكنت أعتقد أنني يجب أن مجرد البقاء هنا ولا تفعل شيئا؟ |
| -Açmalı mıyım dersin? | Open Subtitles | هيا افتحها بسرعة - لا أعرف - هل تظن أنني يجب أن أفتحها |
| Bitir işlerini kızım. Bir gün benim de orada olmam gerekiyor. | Open Subtitles | افعليها يافتاة , يظلون يقولون لي أنني يجب أن آخذ واحد |
| Belki de seninle sinemaya gelsem daha iyi olacak. | Open Subtitles | ربما أنني يجب أن أذهب الى السينما بعد كل شيء. |
| Düşündüm de, eğer sen de gelirsen seni eve bırakmam gerektiğini söyleyebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أقول له أنني يجب أوصلك الى البيت عندما أريد الذهاب |
| Bunu yapmalı mıyım, emin değilim. | Open Subtitles | لست واثقاً أنني يجب أن أفعل هذا |
| Turk, sence eve gidip bir test daha yapmalı mıyım? | Open Subtitles | مع ذلك يا (تورك)، هل تظن أنني يجب أن أذهب إلى المنزل وأجري اختبار حمل آخر؟ |
| Sence yapmalı mıyım? | Open Subtitles | هل ترى أنني يجب أن أفعل هذا ؟ |
| Sence yapmalı mıyım yani? | Open Subtitles | أتقولين أنني يجب أن أفعلها؟ |
| - Sence konuşmalı mıyım? | Open Subtitles | أعتقد أنني يجب أن أتحدث معها؟ |
| Öyle yapmalı mıyım sizce? | Open Subtitles | أتظنين أنني يجب عليّ ذلك؟ |
| İnanılmayacak kadar güzeldin... inanılmaz seksiydin... Seninle olmam gerektiğini anlamıştım... Orda ve o anda... | Open Subtitles | لقد كنتي جميلة جداً, مثيرة جداً, عندها علمتُ أنني يجب ان احصل عليكي في الحال |
| Artık güçlü olmam gerektiğini görebiliyorum. | Open Subtitles | أستطيع أن أرى الآن أنني يجب أن أكون أقوى |
| O zaman anladım. Onunla olmam gerektiğini anladım. | Open Subtitles | وقد علمت في الحال علمت أنني يجب أن أكون معه |
| Şu anda düşündüğüm, bu arabadan çıksam iyi olacak... | Open Subtitles | ما أفكر به هو أنني يجب أن أترجل عن السيارة |
| Hepsini aynı elemandan mı aldın? Affedersiniz ama sanırım çıkış yapsam daha iyi olacak. | Open Subtitles | أنا آسف أظن أنني يجب أن أغادر المستشفى الآن |
| Çatal bıçakları parlatmaya başlasam iyi olacak. | Open Subtitles | اتعلمين ، أعتقد أنني يجب أن المع الفضيات |
| İlerlemek için yenilgiyi arkamda bırakmam gerektiğini biliyordum ve bu, yüzleştiğim ilk başa çıkılmaz sorun değildi. | TED | كنت أعرف أنني يجب أن أتجاوز تلك الإخفاقة لكي أتقدم إلى الأمام، ولم تكن أول مرة أواجه فيها أمراً مستعصياً. |
| Ve avukatım Jeff Pucell'e ayrılmam gerektiğini söylemem gerektiğini biliyordum. | TED | وكنت أعرف أنه كان علي أن أخبر جيف بورسيل المحامي الخاص بي، أنني يجب أن أغادر. |
| Genç bir muhabir olarak, en çarpıcı etkiyi sağlamak için farklı bir şey yapmam gerektiğini düşündüm. Çünkü olanları herkes biliyordu, fakat hala bu sistemi bozacak bir şey yoktu. | TED | كمراسل شباب، اعتقدت أنني يجب أن أفعل ذلك بطريقة مختلفة، ليكون لها أقصى قدر من التأثير، حيث أن الجميع كان يعلم بما يحدث، ورغم ذلك لم يكن هناك شيء يردعه. |