| Acil durum olduğunu söylerim ve gelene kadar buradan ayrılmam. | Open Subtitles | سـأقول لهم أنها حالة طارئة ولن آتي والا والجهاز معي |
| Yardım Bürosuna gideceğiz, bunun acil bir durum olduğunu ve arındırma programına girmemiz gerektiğini söyleyeceğiz. | Open Subtitles | نقصد الانعاش الاجتماعي نقول أنها حالة طارئة تستلزم برنامج المعالجة |
| Acil bir durum olduğunu biliyorum. Elimizden geleni yapacağız. Sizi bir Martta alabiliriz. | Open Subtitles | أعرف أنها حالة طارئة، سنفعل ما بوسعنا يمكنك الحجز في أول مارس |
| Acil bir durum olduğunu söyle. - Biz de sadece 4 kurşun geçirmez ceket var. | Open Subtitles | قل له أنها حالة طوارئ سيدي فقط أربع سترات واقيه من الرصاص |
| Tekrar dene ve oğluyla ilgili acil durum olduğunu söyle. | Open Subtitles | حاولي مجدداً وأخبريه أنها حالة طوارئ بشأن إبنه |
| Alışılmadık bir durum olduğunu biliyorum ve zaten ona hesaba katarak fiyat çektim. | Open Subtitles | أنا أفهم أنها حالة غريبة و سعرت هذا المكان ليعكس هذا |
| Acil bir durum olduğunu söyledin mi? | Open Subtitles | الواحدة؟ هل أخبرتهم أنها حالة طارئة؟ |
| Üzgünüm, Doktor, acil durum olduğunu söylediler. | Open Subtitles | معذرة دكتور قالوا أنها حالة طوارئ |
| Ona acil bir durum olduğunu söyleyeceğim. Gelip bizi alacaklar. | Open Subtitles | سأقول أنها حالة طارئة , و سيأتون لجلبنا |
| Sally Richter'ı bul. Acil bir durum olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخيراَ " سالي ريتشار " أخبريها أنها حالة طارئة |
| Gerçekten acil durum olduğunu sandım. | Open Subtitles | ظنّا منّي أنها حالة طارئة حقيقية. |
| Brad beni aradı ve açıkça belirtmeden acil bir durum olduğunu söyledi. | Open Subtitles | (براد) إتصل بي وأخبرني أنها حالة طارئة وواضح جدا أنها ليست كذلك! |
| Saul hepinizin uyuşturucuyla uçtuğunu ve büyük bir acil durum olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ما الذي يحدث؟ , سول) قال أنكم كنتم منتشون كلكم) و أنها حالة طارئة |
| Acil durum olduğunu söyleyin. | Open Subtitles | أخبريها أنها حالة طوارئ. |
| Acil bir durum. Gitmem gerek. | Open Subtitles | لقد تم طلبي من قبل المستشفى لابد أنها حالة طوارئ |
| Lütfen bana acil bir durum çıktığını ya da önemli bir şey olduğunu söyle ki, plak şirketine neden şu anda sahnede olmadığını açıklayabileyim. | Open Subtitles | رجاءً، أخبريني أنها حالة طارئة أو أعطني مبرراً أبلغ الشركة أيّاه كعذر لغيابك عن موقع التصوير في هذه الأثناء |
| "Eğer acil bir durum varsa, her bir kuruşa ihtiyacım olacak." dedim. | Open Subtitles | قلت لهم طالما أنها حالة طارئة سوف أحتاج لكل قرش |