| Ya da bize yalan söyledi ve ne yaptığını çok iyi biliyor. | Open Subtitles | أو أنها كذبت علينا و هي تعلم بالضبط ما تفعله |
| Demek ki, polise yalan söyledi. | Open Subtitles | والذى يعني أنها كذبت على الشرطة |
| Bu doğruysa bile, bu onun bana yalan söylediği gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | حتي إن حدث ذلك ، هذا لن يغير من حقيقة أنها كذبت عليّ |
| İkimize de yalan söylediği için. | Open Subtitles | أنها كذبت على كلينا |
| Bu da onu en son gördüğü zaman hakkında yalan söylüyor demektir. | Open Subtitles | وهو ما يعني أنها كذبت بشأن آخر مرة رأت زوجها. |
| Senin için yalan söylüyor, is için sehir disina gitti, diyor. | Open Subtitles | أتعلمين أنها كذبت وأخبرت الناس بأنك خارج البلدة للعمل |
| Sanırım sana yalan söyledi. | Open Subtitles | اعتقد أنها كذبت عليك |
| Bize yalan söyledi. | Open Subtitles | أنها كذبت علينا. |
| Tanrılar bana yalan söyledi. | Open Subtitles | -لابد أنها كذبت عليّ ! |
| Sana yalan söylediği için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف على أنها كذبت عليك |
| Gabrielle FBI'a yalan söylediği için kuzeni Eladio'nun yaşayabileceğini söyledi. | Open Subtitles | (جابريلا) قالت أنها كذبت على الـ إف بي أي... ليكون هناك فرصة لقريبها (إلاديو). |
| Yani alerji konusunda yalan söylüyor. | Open Subtitles | مما يعني أنها كذبت بأمر الحساسية |
| Hiç düşündün mü acaba belki de hepinize yalan söylüyor? | Open Subtitles | ... ألم تأخذ بعين الإعتبار أنها كذبت عليكم ؟ |