| Önce kızacaklar, sonra bunun kendi iyilikleri için olduğunu görecekler. | Open Subtitles | سَيَكُونونَ غاضبون في بادئ الأمر، لكن في النهاية سيرون أنها من أجل مصلحتهم الخاصة. |
| Sadece babanın doğum günü için olduğunu söyle. | Open Subtitles | فقط قل أنها من أجل .هدية عيد ميلاد والدي |
| Elbette uyuşturucu için olduğunu düşünecek. | Open Subtitles | وبطبيعَة الحال ستعتَقد أنها من أجل المُخدرات |
| Ona 5,000$ verdin ve bunun Afrika'daki cihatçı biri için olduğunu söyledin. | Open Subtitles | أعيطته خمسة آلاف دولار والتي تقول أنها من أجل رجل في (إفريقيا)، جهادي |
| - O zaman Clay için olduğunu söyle. | Open Subtitles | إذاً أخبرهم أنها من أجل (كلاي) |