| Onun, orada olduğunu bilmiyordum. Bilmiş olsam bile ona elimi sürmezdim. | Open Subtitles | لم اكن اعرف أنها هناك و لو عرفت لم أكن لالمسها |
| Annemin elbiselerini yatağa vücudunun şeklinde serer orada olduğunu hayal ederdim. | Open Subtitles | أضع ثياب أمي على فراشها على هيئة جسدها وأتخيل أنها هناك. |
| Yani, modeliniz gerçekliğe ve hislerinize yaklaştıkça, orada olduğunu çoğunlukla farketmezsiniz. | TED | فبقرب نماذجنا إلى الواقع، و تقاطعها مع أحاسيسنا، فالغالبية لا يعرفون أنها هناك. |
| Gerçekten orada olduğundan bile emin değilim. | Open Subtitles | حسناً , ولكني لست متأكدة بالتأكيد من أنها هناك |
| Yukarıda mı? Hey. orada olduğundan emin misin? | Open Subtitles | نعم أنها هناك بالأعلى هل أنت متأكد أنها هناك |
| Çocuğumu geri istiyorum. Derhal uçağa binmesini istiyorum. - orada olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أريد أن تعود لي طفلتي ارسلاها بالطائرة في الحال,أعلم أنها هناك |
| Parmağınızla gösteremezsiniz, ama orada olduğunu bilirsiniz. | Open Subtitles | لا يمكنك وضع إصبعك تماما على ذلك، لكنك تعلم أنها هناك. |
| Kimse orada olduğunu bilmiyor. Bir süreliğine bu heriflerden kurtulmuş olursunuz. | Open Subtitles | لا أحد سيعرف أنها هناك سأمنع هؤلاء الرجال من تعقبها |
| Kimse orada olduğunu bilmeyecektir. Ben de bu adamları peşinden silkeleyeceğim. | Open Subtitles | لا أحد سيعرف أنها هناك سأمنع هؤلاء الرجال من تعقبها |
| Evet...saatin orada olduğunu biliyorum ama her ikimiz de asıl baktığının saat olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | نعم, أعلم أنها هناك لكن كلانا يعلم أنها ليست ما تنظر إليه |
| orada olduğunu biliyorum. Yani, sesini duydum. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنها هناك أقصد أنني سمعت صوتها |
| Benim fikrim, Aurelia'nın o koyda olmadığı yönünde dayanağımsa, Sebastian'ın geminin orada olduğunu söylemesi. | Open Subtitles | أعني، يبدو لي أن الأوريليا لا يمكن أن تكون في الخليج الصغير. فقط لأن سيباستيان قال أنها هناك. |
| Benim fikrim, Aurelia'nın o koyda olmadığı yönünde dayanağımsa, Sebastian'ın geminin orada olduğunu söylemesi. | Open Subtitles | أعني، يبدو لي أن الأوريليا لا يمكن أن تكون في الخليج الصغير. فقط لأن سيباستيان قال أنها هناك. |
| Onun orada olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنها هناك وأعلم أنها مستيقظة |
| - Dur, orada olduğundan emin olalım! | Open Subtitles | - إنتظر ، تأكد أنها هناك ! |
| - Sadece orada olduğundan emin ol. | Open Subtitles | -فقط تأكد من أنها هناك . |
| - Orada. Uyuyor. Hafif ateşi var. | Open Subtitles | .أنها هناك في الداخل .نائمة مع قليل من الحمى |
| - Orada olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنها هناك |