| İçeri gir ve bu işi bitir yoksa birileri ölecek. | Open Subtitles | أقتحم المكان و أنهي الأمر و إلا سيموت شخص ما |
| Buluşma işini bitir de gel artık. Gelirken de piza getir. | Open Subtitles | أنهي كل مقابلاتك وتعال هنا الآن وأحضر معك بيتزا |
| Beni hoş görün. Bu ceketleri 5'e kadar bitirmem lazım. | Open Subtitles | اعذريني أرجوك علي أن أنهي هذه السترات في الساعة الخامسة |
| Bu dördüncü kez denediğin. Acele et, paketlemeyi bitirmek üzereyim. | Open Subtitles | هذه المرة الرابعة التي تجربها فيه، يجب أن أنهي التعبئة |
| İstediğim tek şey, kariyerime kendi istediğim şekilde son vermekti. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أردته هو أنهي ذلك على شروطي الخاصة.. |
| Bir sürü soru sormadan önce, bir kadehi bitirmeme izin vermen gerek. | Open Subtitles | قبل ان تسألني كل تلك الأسئلة, يجب ان تدعني أنهي كأساً واحدة |
| İşini bitir ve sıraya geç, küçük Polonyalı şak-tak asker. | Open Subtitles | أنهي عملك ثم انضم الى الصف ايها الجندي الماسح |
| Polonyalı asker bozuntusu, işini bitir ve git sıraya gir! | Open Subtitles | أنهي عملك ثم انضم الى الصف ايها الجندي الماسح |
| Ted. Şu romanını bitir. Ancak o zaman şu aptal dergiden kurtulursun. | Open Subtitles | أنهي القصة التي تكتبها، حتى يمكنك الاستقالة من هذه المجلة. |
| En azından bunun kalanını bitir. Hayır. | Open Subtitles | لا, لا رجاءً على الأقل أنهي الباقي من هذه |
| Devam edebilirdim ama gerçekten bunu bitirmem gerekiyor. | TED | يمكنني المضي قدما، ولكنني يجب حقا أن أنهي هذا الموضوع. |
| Babama mektup yazıyordum, bitirmem gerekiyordu. | Open Subtitles | آمل أن ينتظرونا. عليّ أن أنهي هذه الرسالة إلى أبي. |
| Yok, en iyisi uzatmadan burada bitirmek. Sen de ben de kurtuluruz. | Open Subtitles | كلّا ،من الأفضل أن أنهي الأمر الآن ،وأخرجنا من حالة البؤس هذه. |
| Orta Krallıktan olan sevdiğim bir söz ile bitirmek istiyorum-- Itjtawy şehrin üzerinde dört bin yıl önce yazılmış olabilirdi. | TED | لذا أردت أن أنهي بمقولتي المفضلة من المملكة الوسطى -- ربما كانت مكتوبة في مدينة إيتجتاوي قبل أربعة آلاف سنة. |
| Ancak bu son dakika haberini bildirmek için ben buradayım. | Open Subtitles | على أي حال أنا هنا لكي أنهي هذا الخبر العاجل |
| Çünkü Babam son ıssırık bitmeden gitmeyeceğimizi söylemişti, o yüzden... | Open Subtitles | أخبرني أبي أننا لن نغادر حتى أنهي القضمة الأخيرة, لذا.. |
| İyi haberlerle bitirmeme izin verin, birazcık da kötü olanlarla. | TED | اسمحوا لي أن أنهي كلامي ببعض الأخبار الجيدة والقليل من الأخبار التي يمكن أن تكون السيئة |
| O'Neill'in kitabını bitirmeliyim. Bu gidişle asla bitmeyecek. | Open Subtitles | أصغي يجب علي أن أنهي هذا الكتاب فهو لن ينتهي أبداً |
| - Doğru. Daha müziği bitirmedim. | Open Subtitles | إنه محق يا تولوز ما زال علي أن أنهي الموسيقى |
| Karım bana her şeyi anlatıyor. İşi o kadar hızlı bitiriyorum. | Open Subtitles | اذا بدأت زوجتي بفتح فمها بشأن أي شيء، أنهي الموضوع بسرعة |
| Bu sigarayı bitirene kadar bana istediğim ödemeyi yapacaksın. | Open Subtitles | أنت ستزوّد العائدات إلينا في الوقت الذي أنهي هذا السيجار |
| Konuşmama taşa yazılmış birkaç şeyle başlayıp ve bitireceğim. | TED | سأستهل و أنهي هذا الحديث بشيئين منقوشين على الحجر |
| Trout'a söz verdiğin gibi git ve gösterini tamamla ben de Parthenon'da şarkı söylemeni ayarlayayım. | Open Subtitles | هيا أنهي العرض مثلما قال لك تروات أن تفعلِ، وسوف أعد لك عقدا حتى تتمكني من الغناء في البارثينون. |
| kapatmam gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن أنهي الأتصال تلك المرأة الكاذبة بجانبي |
| Sana daha önce mesaj atardım ama tiyatro kulübündeki provaları bitiriyordum. | Open Subtitles | لكنتُ راسلتك بوقتٍ أبكر، إنّما كنتُ أنهي التدريب مع نادي الدّراما. |
| Şu sütunları bitirip, bir dostumu düzdükten sonra size gelecektim. | Open Subtitles | كنت سآتي إليك عندما أنهي هذه الأعمدة وأقيم علاقة مع صديق |
| Ellerimin yanmış olması bölümümü bitirmemi engellemez. | Open Subtitles | يدي احترقت وذلك سوف لن يجعلني أنهي مستوياتي مطلقا. |