| Size, Victoria'yı görmeye gittiğini çünkü üzgün olduğunu ama gerçek aşkını bulduğunu ve hayatının geri kalan kısmını onunla geçirmek istediğini | Open Subtitles | لقد طلب مني أن أخبرك أنه ذاهب ليرى فيكتوريا و أنه آسف فقد وجد حبه الحقيقي |
| Çok üzgün olduğunu ve yolu bulmak için etrafa bakacağını söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنه آسف وأنه ذذاهب ليعرف الإتجاهات |
| Kefalet parası olmadığı için üzgün olduğunu söylememi istedi. | Open Subtitles | أرادني أن أعلمكِ أنه آسف لأنه ما من مال من أجل الكفالة |
| En önemlisi, üzgün olduğunu söylediğini duymak istiyorum. | Open Subtitles | و الأهم من ذلك كله أريده أن يقول أنه آسف |
| Belki bu anlaşmayı kabul edip seni tekrar mahkemeye çıkmaktan kurtarmak kendince üzgün olduğunu söyleme yoludur. | Open Subtitles | ربما أخذ هذه الصفقة ومنعك من الشهود ضده مرة أخرى طريقته لقول أنه آسف |
| Masum bir adamın başına polisi sardığı için üzgün olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال أنه آسف لأنه جلب الشرطة علي رأس رجل برئ |
| üzgün olduğunu ve neden gittiğini açıklayacağını söylemiş. | Open Subtitles | يقول أنه آسف وأن لديه إجابات لماذا تركني. |
| Gerçekten üzgün olduğunu fısıldadı, sonrada tecavüz etti. | Open Subtitles | الشخص همس أنه آسف حقاً ... وأغتصبني هناك في نفس المكان |
| üzgün olduğunu söylüyor. Ona özür dilettim. | Open Subtitles | لقد قال أنه آسف لقد جعلته يقول أنه آسف |
| Benim için üzgün olduğunu, ama ruh eşini bulduğunu yazmıştı. | Open Subtitles | قال أنه آسف لكنه تعرف بنصفه الآخر |
| Beni oturtuyor, benim için üzgün olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | طلب مني الهدوء، و أخبرني أنه آسف ... من أجلي. |
| Onları çok sevdiğini ve üzgün olduğunu yazmış. | Open Subtitles | و بأنه يحبهما و أنه آسف |
| üzgün olduğunu bilmenizi istedi. | Open Subtitles | أراد أن يخبركَ أنه آسف |
| üzgün olduğunu söylememi istedi. | Open Subtitles | و أخبرك أنه آسف. |
| Sana üzgün olduğunu söylememi istedi... | Open Subtitles | ...أخبرني أن أقول لك ...أنه آسف |
| - üzgün olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | -لا أعتقد أنه آسف |
| Evet. Ve üzgün olduğunu -- her şey için üzgün olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ... أجل، يقول أنه آسف |