| Tek sahip olduğu şey bu. Ona artık ihtiyacı yok. | Open Subtitles | أنه الشئ الوحيد الذي يمتلكه ولكنه لا يحتاجها الان |
| Hatta hoşuma giden tek şey bu. | Open Subtitles | أَتطلّعُ إليه أنه الشئ الوحيد الذي أتطلع إليه |
| Bunu dört gözle bekliyorum. Dört gözle beklediğim tek şey bu | Open Subtitles | أَتطلّعُ إليه أنه الشئ الوحيد الذي أتطلع إليه |
| Yapılabilecek tek mantıklı şey bu. | Open Subtitles | أنه الشئ العقلاني الوحيد لنفعله |
| Modernlikle ilgili tek özlediğim şey bu işte bana eşlik edecek bir ordu. | Open Subtitles | أنه الشئ الوحيد الذي ... أشتاق إليه في الحداثة جيش لمساعدتي |
| Arşivlerde bulamadığım tek şey bu. | Open Subtitles | أنه الشئ الوحيد الذي لا اعرفه |
| Elimizde kalan tek şey bu. | Open Subtitles | أنه الشئ الي بقي لنا |
| Bizi hayvanlardan ayıran tek şey bu! | Open Subtitles | أنه الشئ الوحيد ! الذي يفصلنا من الحيوانات ! |
| Sevdiğin şey bu. | Open Subtitles | أنه الشئ الذي تحبه ... |