| Evinden çıkartıldığı için mutlu olduğunu sanmıyorum | Open Subtitles | حَسناً، ُلا أعتقد أنه سعيد لخروجة من هذا الوكر |
| mutlu olduğunu biliyorum ve tek istediğim de bu. | Open Subtitles | أعلم أنه سعيد وهذا كل ما كنت أريد من أي وقت مضى |
| Eski bir dostu görmekten mutlu olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | ويقول أنه سعيد برؤيته لصديق قديم |
| Mutlu olduğuna sevindim. Bu benim ne işime yarayacak? | Open Subtitles | يسرني أنه سعيد كيف يفترض أن يفيدني هذا ؟ |
| Orada kesinlikle Mutlu olduğuna eminim. | Open Subtitles | أراهن من أنه سعيد جداً بالداخل هناك |
| Sağduyu ve birayla dolu. O çok mutlu. | Open Subtitles | لديها أموال كثيرة ومصنح جعة, أنه سعيد جداً. |
| Jaruwan seni yeniden bu kapıda görmekten oldukça mutlu olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول (جيروان) أنه سعيد لرؤيتك ثانية أمام بابه |
| mutlu olduğunu görebilirsin. | Open Subtitles | بوسعك أن تري أنه سعيد. |
| Burda mutlu olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | -اعتقدت أنه سعيد هنا |
| Bence nihayet o korkunç hastaneden çıktığı için çok mutlu. | Open Subtitles | أعتقد أنه سعيد لخروجه أخيراً من المستشفى الفظيعة |
| Evet Ethel teyze, Elwood çok mutlu. Elwood için endişe etme. | Open Subtitles | آجل , أنه سعيد جداً لا تقلقى بشأنه |
| - Yanında çok mutlu duruyor. - Ben de mutluyum. | Open Subtitles | يبدوا أنه سعيد جداً بكِ- أنا سعيدة أيضاً- |