"أنه علم" - Translation from Arabic to Turkish

    • biliyordu
        
    • biliyor
        
    Ve bunu yapan her kimse, zehirlendiğini biliyordu. Bilmeden, kimse gidip bir cesedi bıçaklamaz. Gerçekten mi? Open Subtitles و مهما كان من فعلها، لابد و أنه علم بذلك لا يمكن لأحد أن يطعن جثة و لا يعلم بذلك
    Evet, ama ateş eden bir silah bulması geerektiğini de biliyordu, dolu ya da değil. Open Subtitles أجل لابد أنه علم بأنه سيقتل من حمل سلاح سواءً معبأ أم لا
    Ve Ernest Rutherford onun nasıl göründüğünü biliyordu. Open Subtitles و إرنست رذرفورد اعتقد أنه علم كيف يبدو ذلك العالم
    Yaklaştığımızı biliyor olmalı. Görünüşe göre her şeyi terk etmiş. Open Subtitles لابد أنه علم أننا قريبين يبدو أنه تخلى عن كل شيء
    Otobiyografisi ailesi için yazılmış olsa da Darwin ölümünden sonra onun yayınlanacağını biliyor olmalı. Open Subtitles بالرغم من أن داروين كتب سيرته خصيصاً لعائلته، لا بد أنه علم أنها ستنشر بعد موته.
    Bizce çocuğunu kaçıran kişi ya arabanın anahtarına sahipti ya da yedek anahtarı nerede tuttuğunu biliyordu. Open Subtitles نظن أنّ كائناً كان من أخذ طفلتكِ كان لديه مُفتاح سيّارتكِ. أوّ أنه علم أين كانت النسخة الإحتياطية.
    Sanırım sadece, birinin bize söylemesini istemediği bir şey biliyordu. Open Subtitles أعتقد أنه علم فقط بأمر شيئاً لم يرد منه شخص أخر أخبارنا به.
    Eminim iyi vakit geçirdiğini biliyordu, ve işleri bozmak istemedi. Open Subtitles متأكدة أنه علم بأنك تقضي وقتا رائعا في الجامعة ولم يرغب في إفساد ذلك عليك.
    Şüpheli soruşturmaya içerden başlayacağımızı biliyordu ve biz de aynen öyle yaptık. Open Subtitles المشتبه به ، لابد أنه علم أننا سنبدأ بالتحقيق من داخل المدينة . و هذا بالظبط ما فعلناه
    Ama bence bir gün bu işi onsuz yapmamız gerekeceğini biliyordu. Open Subtitles ولكني أظن أنه علم ذلك يوماً ما سنفعل هذا بدونه.
    Kendisini bunu yaparken gördüğümü biliyordu. Open Subtitles أنه علم أننى رأيته وهو يفعل هذا.
    Ne olduğunu biliyordu ve bunu kendine saklayamayacağını da biliyordu. Open Subtitles يمكن التبرير أنه علم.. ما كان يتورط به.
    Sanıyorum ki babasıyla tanışacağını biliyordu. Open Subtitles أعتقدُ أنه علم أنه ذاهب لمقابلة والده
    Bir arabaya ihtiyacımız olduğunu biliyordu bu yüzden ta ta, 99 model Douchen bilmem ne. Open Subtitles أعني، أنه علم بأنّنا إحتجنا سيارة جديدة (لذا ها هو الشيء (99 دوشنغ
    - Ne demek, o biliyordu? Open Subtitles ماذا تقصدين ، أنه علم ؟
    Demek ki yerini biliyordu. Open Subtitles مما يعني أنه علم موقعه
    Bulamazlar tabii çünkü Cole ben onu orada yakaladıktan sonra ormana bırakamayacağını biliyordu, cesedi arabasına geri koydu ve başka bir yere attı. Open Subtitles أجل لم أنه علم (كول) أن بسبب ذلك هناك تركها ،يستطع خلفه اسعى كنت حينما ،ليس السيارة مؤخرة في وضعها لذا
    Bence, devlet Bo'nun yapabildiklerini öğrendiğinde, neler olacağını o da biliyor. Open Subtitles أعتقد أنه علم بما قد يحصل حين تكتشف الوكالة قدراتها
    Geleceğini biliyor olmalı, burada değil çünkü. Open Subtitles لا بد أنه علم أنّك قادم لأنّه ليس هنا
    Onu açığa çıkaracağını biliyor olmalıydı. Open Subtitles لابد أنه علم أنك كنت على وشك أن تكشفه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more