| Yoksa, gücünü kaybetmeden harekete geçmeye karar vermiş miydi? | Open Subtitles | أم أنه قرر التصرف قبل أن يضعف تقدمه في السن قوته؟ |
| Görünüşe göre merhaba demek için uğramaya karar vermiş. | Open Subtitles | حسناً, يبدو أنه قرر أن يقوم بزيارة ترحيب |
| Birbirlerini temizliyorlarmış. Yakın arkadaş olmuşlar. Ve sonra, tavşanın yavruları olmuş. Boonlua daha da mutlu olmuş. Bu durum onun için erken kalkmaya bir neden olmuş. Hatta öyle ki, uyumamaya karar vermiş. Yavrular konusunda | TED | كانا يعتنيان ببعضهما، وأصبحا مقربيَن. ثم أصبح للأرنب صغارًا، فأصبح بونلوا أكثر سعادة من قبل حيث أعطاه ذلك سببًا للإستيقاظ صباحًا، وفي الواقع، أعطاه سببًا ليستقيظ حتى أنه قرر ألا ينام. |
| Anlaşılan o ki uçurtma uçurmaya karar vermiş. | Open Subtitles | يبدو أنه قرر بأن يلعب بالطائرة الورقية |
| Varinius seni yerinden etmek istediğinde sürünecek daha sıcak bir delik aramadı mı? | Open Subtitles | أمن العجب أنه قرر الانتقال إلى مكان أكثر طمأنينة؟ |
| Varinius seni yerinden etmek istediğinde sürünecek daha sıcak bir delik aramadı mı? | Open Subtitles | أمن العجب أنه قرر الانتقال إلى مكان أكثر طمأنينة؟ |
| Özel sektöre katılmaya karar vermiş. | Open Subtitles | و يبدو أنه قرر الألتحاق بالقطاع الخاص |
| Eğer mutluysa, Harriet'le evlenmeye karar vermiş demektir. | Open Subtitles | إن بدا سعيداً سأعلم أنه قرر الزواج من (هارييت). |
| Hatta ölüm tarihime bile karar vermiş | Open Subtitles | حتى أنه قرر تاريخ وفاتي |
| Deri altından almaya karar vermiş olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه قرر أخذها تحت الجلد |
| Çekip gitmeye karar vermiş gibi geldi bana. | Open Subtitles | يبدوا أنه قرر المضي قدماً |
| Behrooz'un bir engel olduğuna karar vermiş olmalı. | Open Subtitles | ولابد أنه قرر أن (بهروز) صار عبئاً |