| Sürekli yakalamaya çalışan kişi olmanın kolay olmadığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أقول لك أنه ليس من السهل أن تكوني أول من يكافح دائما للحاق |
| Bakın, parayı geri çevirmenin kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | انظر، أنا أعلم أنه ليس من السهل رفض عرض مالي |
| Böyle bir şeyi bırakmanın kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه ليس من السهل التخلي عن أمر كهذا. |
| Kendi firmanı kurmak gerçek hiç kolay değil. | Open Subtitles | اتضح أنه ليس من السهل جدا أن تبدأ شركتِكَ الخاصةِ |
| Biliyorum, yaptığın şey hiç kolay değil. | Open Subtitles | أنا أعلم أنه ليس من السهل القيام بما تفعله. |
| Belki de benim gibi biriyle evli olmak kolay olmamıştır... | Open Subtitles | ربما؟ أقصد أنه ليس من السهل أن تكون متزوجاً من... |
| Pazar günü buraya gelmenin kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه ليس من السهل دائماً أن تأتوا إلى هنا كل أحد |
| Kadınlar için eşitlik yaratmanın kolay olmadığını söyle. | Open Subtitles | أخبريه أنه ليس من السهل خلق جودة للمرأة |
| kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه ليس من السهل القيام بذلك |
| Beni burada görmenin kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه ليس من السهل تواجدي هنا. وواثق أنك.. -لا ترغب ببقائي |
| Senin için kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه ليس من السهل عليك هذا. |
| Bunun senin için kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه ليس من السهل |
| Onun için uyanmak hiç kolay değil. | Open Subtitles | أنه ليس من السهل أن تستيقظ |
| - Bu köyde bir arkadaşa sahip olmak kolay değil. - Gerçekten. | Open Subtitles | "أنه ليس من السهل كسب الاصدقاء في هذه "القرية - هذا صحيح - |
| Polis çocuğu olmak kolay değildi diyelim... | Open Subtitles | أنتم تعلمون أنه ليس من السهل أن أكون ابن شرطي... |
| Polis çocuğu olmak kolay değildi diyelim... | Open Subtitles | أنتم تعلمون أنه ليس من السهل أن أكون ابن شرطي... |