| Bu kırmızı nokta ateşlenmeye hazır olduğunu gösterir. İleride kullanman gerekebilir. | Open Subtitles | النقطة الحمراء تعني أنه مستعد للإطلاق لربما يكون لديكِ مناسبات لاستخدامه |
| Bana büyük pişmanlık içerisinde geldi, ve geri dönmeye hazır olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أتى إلي وعليه الندم وقال أنه مستعد للعودة. |
| Peki, onun cerrahı olarak, benim yorumum taburcu olmak için hazır olduğunu saptadığım an, taburcu olmak için hazırdır. | Open Subtitles | حسناً، كالجرّاحه المختصه به فتحليلى أنه يكون مستعد عندما أٌحدد أنه مستعد |
| Kendisi altıncı, yedinci sınıfta ve... pek bütün bu matematik olayına hazır olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | ست أو سبع سنوات و... أنا لست واثقا أنه مستعد ، تعرفين لكل تلك الحسابات |
| Valinin ofisi sizi görmek için hazır olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | مكتب المحافظ يقول أنه مستعد للقائك الآن |
| Theo'nun buraları yakıp, kül etmeye hazır olduğunu anlıyor musun? | Open Subtitles | هل تفهم ؟ أنه مستعد لحرق الأرض هنا |
| Evet ama, açıkçası Amy, onun hazır olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | فعلت، ولكن بصراحة (إيمي)، لا أعتقد أنه مستعد لذلك |
| Sonra gitmek için hazır olduğunu söyledi. | Open Subtitles | .و بعدها قال أنه مستعد للذهاب |
| hazır olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | أعني، هو يقول أنه مستعد. |
| Bello Tıngırtı'ya hazır olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | -بيلو" يظن أنه مستعد لـ"الصليل" " |
| - İleriye bakmaya hazır olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال أنه مستعد للمضي قدما. |
| Tamam, hazır olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | حسنا، يقول أنه مستعد |
| Hayır, zaten eve dönmeye hazır olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | كلا، أنا... -لا أعتقد أنه مستعد ليعود إلى المنزل |
| - Bunun için hazır olduğunu zannetmiyorum. | Open Subtitles | -لا أعتقد أنه مستعد لهذا |
| Konuşmaya hazır olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | -يقول أنه مستعد للتحدث |