| Polis de katilin O olduğunu sanıyor. Ama tabii ki, değil. | Open Subtitles | لذا فالبوليس إعتقد أنه هو الرجل الذى يخنق لكنه ليس هو بالطبع |
| Kumanda Merkezi'ni dağıtanın O olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد أنه هو نفس الشخص الذى دمر مركز القيادة؟ |
| Kutsala saygısızlıktır bu. O bir ve tektir. | Open Subtitles | إنك تدنسه بذلك، إنه وحيد من نوعه أعني أنه هو من اخترع معركة الفطيرة |
| Çocuklar, zaman geldi. Bu o, büyüyü yapan kişi o. | Open Subtitles | شباب فى الوقت المناسب أنه هو من كان ينطق هذه اللعنه |
| Yalnız başına atıyla geldi. O olduğuna eminim. | Open Subtitles | لقد جاء ممتطيًا حصانه ولوحده، لكنني متأكد أنه هو |
| Ama getirdiğim zaman, istediğimin O olduğundan emin olacağım. | Open Subtitles | لكن عندما أفعل ذلك أريد فقط أن أتأكد أنه هو الرجل |
| Onun olduğunu biliyordum. Aptal bir aksanla kullanmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | لقد كنت أعرف أنه هو , بسبب .. التظاهر بتلك اللكنة السخيفة |
| Yangını başlatanın O olduğunu biliyorduk ama nereden geldiğini anlamamıştık ta ki bu sabaha kadar. | Open Subtitles | كنا نعلم أنه هو السبب فى الحريق لكن مالم نعلمه هو من أين أتى حتى صباح اليوم |
| Bir nokta yanıp sönerdi, ben O olduğunu bilirdim. | Open Subtitles | كنتُ أرى مقـدمة السيجارة مشتعلة، وكنتُ أعرف أنه هو. |
| O olduğunu varsaymalıyız. Belki haklısın ama O olduğunu varsaymalıyız | Open Subtitles | يجب أن نعتبر أنه هو ربما تكون انت على حق, لكننا يجب ان نضع هذا فى اعتبارنا |
| O olduğunu varsaymalıyız, tamam mı? Belki sen haklısın, ama dikkatli olmalıyız. | Open Subtitles | نحن يَجِبُ أَنْ نَفترضَ أنه هو رُبَّمَا كلامك صحيح، لَكنَّنا يَجِبُ أَنْ نَفترضَ ذلك |
| Bak, eğer O olduğunu söylüyorsa odur. Açın şu kapıyı. | Open Subtitles | اسمع ، طالما أنها قالت أنه هو ، فهذا هو ، افتحى الباب |
| Kutsala saygısızlıktır bu. O bir ve tektir. | Open Subtitles | إنك تدنسه بذلك، إنه وحيد من نوعه أعني أنه هو من اخترع معركة الفطيرة |
| Bence Bu o. Hissedebiliyorum. Eğleniyoruz, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أنه هو, يساورني هذا الشعور نحن نحظى بالمرح, ألسنا كذلك؟ |
| Bak, ondan şüphelendikleri sürece senden şüphelenmeyecekler. Kaldı ki, bence Bu o adam. | Open Subtitles | اصغ، طالما يشتبهوا به فلن يشتبهوا بك بجانب، أعتقد أنه هو الجاني. |
| Neredeyse hallettik. Gece için içeceklerini aldıklarında, bu iş tamamdır. Bu o! | Open Subtitles | سنتحرك قريبا , بمجرد أن يغطوا فى النوم أنه هو , هذا هو الشخص الذى سنقتله مهما كانت الظروف لم لا يرحل معهم ؟ |
| Hagrid'le konuşmalıyız. O olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | يجب أن نتحدث مع هاجريد يا رون لا أصدق أنه هو |
| Sana bunları satanın O olduğuna emin misin? | Open Subtitles | أأنت متيقّن أنه هو الرجل الذي باعك ذلك الماسّ؟ |
| Öngörümde onu sadece bir saniyeliğine gördüm... - ...ama O olduğuna eminim. | Open Subtitles | في لمحتي المستقبلية، رأيته لثوانٍ فقط لكنني متأكدة أنه هو |
| O olduğundan emin misin? | Open Subtitles | ألا يمكنك التحقق من أنه هو ؟ الإشارة تأتى من السيارة بالتأكيد |
| Bu sesi kayıtlarda defalarca kez dinledim, O olduğundan emindim. | Open Subtitles | استمعت لذلك الصوت لمرّات كثيرة في تسجيلاته ، عرفت أنه هو |
| Bu fantastik hikayeleri duymuş olabilirsin, ama yüzünü hiç görmediğin halde Onun olduğunu nerden biliyorsun? | Open Subtitles | ربما تكوني سمعت تلك القصه الرائعه لكن كيف عرفت أنه هو و أنت لم ترينه من قبل؟ |
| Tek katil olduğu varsayılırsa, Oswald binayı terk etmekte serbest. | Open Subtitles | على افتراض أنه هو القاتل الوحيد أوزوالد الآن حر في مغادرة المبنى |
| -Ama ben onun Donnie olduğunu sanmıyorum. -Sana oydu diyorum. | Open Subtitles | ولكن لا اعتقد أنه قد يفعل هذا انا أقول لك أنه هو الذى فعلها |
| "Bunu kadın yaptı. Onun yaptığını biliyoruz." "Onu mahvedeceğiz." | Open Subtitles | هذا الخدش تسببت به المرأة، نعلم أنه هو الذي فعلها هو الذي سيقبض عليه |