| Bu kadar kötü intikam alacak kadar hem de. Herkesin gözü önünde rezil edilmeyi hak ediyor. | Open Subtitles | ان يصل به الأنحطاط الى هذا الأنتقام الحقود أنه يستحق أن يفضح علانية |
| Orada olmayı hak etmiyor. Burada benimle olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | . أنه لا يستحق أن يكون هناك . أنه يستحق أن يكون هنا معي |
| Bu sokak çöplüğünden vahşice öldürmeyi hak ediyor mu? | Open Subtitles | أنه يستحق أن يُقتل بوحشية على يد حثالة الشارع ؟ |
| Başına gelen onca şeyden sonra bu kadar saygıyı hak ediyor. | Open Subtitles | وبعد كل شيء كان انه من خلال، أنه يستحق أن الكثير من الاحترام. |
| Yapma, Daya, bir sebepten ötürü hapse girmeyi hak ediyor. | Open Subtitles | بربك ، (دايا)، أنتِ تعرفين أنه يستحق أن يُحكم على شيء. |