| Merak etme. İyi olduğuna eminim. | Open Subtitles | لا تقلقي أنا متأكّد أنّه بخير |
| Endişelenme. İyi olduğuna eminim. | Open Subtitles | لا تقلقي، واثق أنّه بخير |
| İyi olduğuna, eminim ama ben bağımsızım. | Open Subtitles | متأكّد أنّه... بخير ولكنّي مُستقلّ |
| Düzinelerce doktor iyi olduğunu söylemiş. Düşüncesini değiştirebileceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | وقد زار أطباء كثر فأخبروه أنّه بخير أتظنّ بوسعكَ تغيير تفكيره؟ |
| Onun iyi olduğunu görmek dışında başka hiçbir niyetim yok. | Open Subtitles | لا أخطط لشيء سوى... رغبتي في رؤية أنّه بخير |
| - Cevaplayıp iyi olduğunu söyleyemez miyiz? | Open Subtitles | -نستطيع الردّ و إخبارها أنّه بخير -ليس بخير |
| Mary Kate, Roger sana selam söylüyor o iyiymiş. | Open Subtitles | (ماري كايت)، إنّ (روجر)... يُريد إلقاء السلام عليكِ وأن يُعلمكِ أنّه بخير. |
| Bir şeyi yoktur eminim. | Open Subtitles | أنا متأكّد أنّه بخير |
| İyi olduğuna eminim. | Open Subtitles | أنا على يقين أنّه بخير. |
| - İyi olduğuna eminim. | Open Subtitles | -إنّي أكيدةٌ أنّه بخير . |
| - Öbürlerine iyi olduğunu söyle. - Emredersiniz, efendim. | Open Subtitles | -طمأن الآخرين وقـل لهم أنّه بخير |
| Kendime devamlı iyi olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | أنا أخبر نفسي أنّه بخير. |
| Şimdi iyi olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | و الآن بعدما علمتُ أنّه بخير... |
| İyi olduğunu söylemek. | Open Subtitles | أنْ يطمئنها أنّه بخير. |
| - Walter, doktor iyi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | -والتر)، قال الطبيب أنّه بخير) . |
| Mary Kate, Roger sana selam söylüyor o iyiymiş. | Open Subtitles | (ماري كايت)، إنّ (روجر)... يُريد إلقاء السلام عليكِ وأن يُعلمكِ أنّه بخير. |