"أنّ ذلك" - Translation from Arabic to Turkish

    • ki bu
        
    • olduğu
        
    Şu anda bir uçurtma kadar uçmuş durumdasın ve seni temin ederim ki bu şirket politikasına aykırı bir davranış. Open Subtitles ولا تنكر ذلك. أنت مُنتشٍ حالياً وأؤكّد لك أنّ ذلك ضد سياسة الشركة.
    İtiraf etmeliyim ki bu... Bu aslında oldukça harikaydı. Open Subtitles حسنٌ، أعترف أنّ ذلك كان حقًّا مذهلًا جدًّا.
    Beni sihirsiz bir diyara götürebileceksen olur. Ama korkarım ki bu imkansız. Open Subtitles ما لمْ تستطيعي أنْ تأخذيني إلى بلاد بلا سحر، فأخشى أنّ ذلك مستحيل
    Artık bir ilişkimiz olduğu için seks hayatımızın sıradan olduğunu düşünmeye başlıyorsun. Open Subtitles نحن على علاقة الآن، وأنت تظنّ أنّ ذلك سيغيّر طبيعة علاقتنا الجنسيّة
    Senin bahsettiğin sadece bir sızıntı bu da toprağın altında petrol olduğu anlamına gelmez. Open Subtitles أظنّ أنّ ذلك يسمّى نزّاً ولا يعني بالضرورة وجود شيء أسفل منه
    Ordu bunun mevzuata aykırı olduğunu söylese de önemli biri olduğu için göz ardı edilmiş. Open Subtitles أخبره الجيش أنّ ذلك ضدّ الأنظمة، ولكنّه كان رجلاً هامّاً، لذا سمحوا له
    - Bir kadın olarak söyleyebilirim ki, Bu iş tatlı bir alkışla bitmeyecek. Open Subtitles كإمرأة، يمكنني إخبارك أنّ ذلك لن يُقبل بترحيب لطيف.
    Ve biliyorum ki bu kulağa en iddialı TED konuşması cümlesi gibi geliyor. TED وأعلمُ أنّ ذلك يبدو كأكثر عبارة رنّانة في تاريخ محادثات TED.
    Sanıyorum ki, bu ondan beklenmeyecek bir davranış, değil mi? Open Subtitles أفترض أنّ ذلك سيكون أمراً في غير محلّه؟
    Sana kesin olarak söyleyebilirim ki, bu annenin aslında ölmediği-- Open Subtitles حسناً ، أنا أعدُكِ أنّ ذلك لا يعني .... في الواقع أنّها
    Ne yazık ki bu bir seçenek değil. Open Subtitles أنا أخشى أنّ ذلك ليس خيار
    Ne yazık ki bu yeterli değil. Open Subtitles أخشى أنّ ذلك ليس بكافٍ
    Ne yazık ki bu yeterli değil. Open Subtitles أخشى أنّ ذلك ليس بكافٍ
    Hangi kısmı? Onun katil olduğu kısım mı yoksa elimizden kaçtığı kısım mı? Open Subtitles أيّ جزء، أنّ ذلك هو القاتل، أنّه لاذ بالفرار؟
    Hayır, söylemeye çalıştığım şey bunun harika bir şey olduğu, ve senin adına çok mutlu olduğum. Open Subtitles ما أحاولُ قولهُ، أنّ ذلك رائع، و أنا سعيدٌ جدا من أجلك.
    Birkaç kötü davranış sergilemiş olması... ..cinayet için bir gerekçesi olduğu anlamına gelmez. Open Subtitles لمُجرّد أنّه أظهر بعض التصرّفات السيئة لا يعني أنّ ذلك كان دافعاً وراء القتل.
    Bazılarıyla aşktan başının döndüğü bile oldu tabii çoğunlukla bunun nedeni sahip olduğu vertigo hastalığıydı. Open Subtitles ووقعت بغرام أحدهم لفترة بسيطة مع أنّ ذلك هو سبب شعورها بالغثيان
    Bunun tamamen delilik olduğu gerçeğini gözardı etmem mi gerekiyor? Open Subtitles أيجب أن أتجاهل حقيقة أنّ ذلك يبدو جنوناً؟
    Uçurumdan atlamanın güvenli olduğu anlamına geliyor olmalı. Open Subtitles لابدّ أنّ ذلك يعني أنّ الوضع آمن لكِ للقفز من ذلك الجُرف.
    Çünkü o filmin dünyayı olduğu gibi değil, olabileceği gibi gösterdiğini biliyorlar. Open Subtitles لأنهم يعرفون أنّ ذلك الفيلم يُظهر العالم ليس كما هو لكن كما ينبغي أن يكون

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more