| Ayrıca şimdiye kadar hiç kimsenin halletmediğini da biliyor mu? | Open Subtitles | أجل، حسنا، هل يعلم أيضا أنّ لا أحد إستكملها ؟ |
| Hak et. Bu yüzden, şu an yaptıklarında çok iyisin. Çünkü hiç kimsenin sana yardım etmeyeceğini biliyorsun. | Open Subtitles | لهذا السبب أنتِ جيّدة فيما تفعلينه الآن لأنّكِ تعرفين أنّ لا أحد سيسلّمكِ أيّ شيء |
| Bu odadaki başka hiç kimsenin takımında sızıntı olmadığına eminim. | Open Subtitles | أعتقد أنّ لا أحد في هذه الغرفة يملك مُسرّباً في فريقه؟ |
| Davayla ilgili garip olan şu ki kimse, iddaa ettiği kişi değil. | Open Subtitles | أتعرفين الشيء المضحك حول هذه القضيّة هو أنّ لا أحد مما يزعمون أنّهم بحقيقتهم، ولا حتّى أنتِ |
| Ama riskler o kadar zekice dağıtıldı ve yayıldı ki kimse farkedemedi bile. | Open Subtitles | ولكن المخاطر كانوا مُتفرقين ومُوزّعين بذكاء تام لدرجة أنّ لا أحد كان قادرٌ على المُلاحظة. |
| Ayrıca bunlara ek olarak on altı saattir onu gören ya da ondan haber alan kimsenin olmaması bizi onun da minibüse binmeye zorlandığı sonucuna götürüyor. | Open Subtitles | ذلك بالإضافة الحقيقة أنّ لا أحد قد رأى أو سمع خبرا منها في الـ16 ساعة الماضية، ممّا يقودنا للإستنتاج أنّها أدخلت بإكراه إلى الشاحنة. |
| Dışarıda kimsenin olmaması demek Büyük Houdini'nin en iyisini hak etmediği anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | بسبب أنّ لا أحد حاضر لا يعني أنهم (لا يستحقون الأفضل من العظيم (هوديني |
| Görünüşe göre, Washington'daki hiç kimsenin o makaleyi okumayacağını ve sahiplenmeyeceğini biliyordu. | Open Subtitles | حسناً، كان يعرف أنّ لا أحد في العاصمة سيعترف بعدم وجود هذا المقال، |
| Daha önce ona hiç kimsenin böyle davranmadığını söylemişti. | Open Subtitles | -قالت أنّ لا أحد قد عاملها هكذا من قبل . |
| Her şeye sahiptim. Ama gerçek şu ki kimse her şeye sahip olamaz. | Open Subtitles | لكن الحقيقة هي أنّ لا أحد يحصل على كلّ شيء. |
| Evet, demek oluyor ki, kimse kazanmadı. | Open Subtitles | أجل، ما يعني أنّ لا أحد يفوز |