| Onunla geçmişim var derken neyi kastediyordun? | Open Subtitles | ماذا تعني أنّ لديكما ذكريات مشتركة معاً؟ |
| Geçmişte bir yerlerde ortak atalarınız var. | Open Subtitles | لا بد أنّ لديكما أسلافاً مشتركين.. في الزمان الماضي |
| Anlaşılan konuşacak çok şeyiniz var. Sizi yalnız bırakayım. | Open Subtitles | يبدو أنّ لديكما الكثير من الأخبار لتتبادلاها، سأترككما |
| Pekâlâ, belli ki sizin konuşmanız gereken şeyler var. | Open Subtitles | حسنٌ، من الواضح أنّ لديكما الكثير لتتحدثا بشأنه، |
| Bence sizin bu çalışma için daha büyük planlarınız var. | Open Subtitles | أعتقد أنّ هذا بمثابة حصان طروادة. أعتقد أنّ لديكما خطط أكبر لهذا العمل. |
| Açıkçası, siz ikinizin çok ortak noktası var. | Open Subtitles | حسناً , من الواضح أنّ لديكما الكثير من الأمور المشتركة |
| Galiba teknede bir arkadaşınız var. | Open Subtitles | يبدو أنّ لديكما صديقاً بهذا القارب |
| Görünüşe göre bu gemide bir arkadaşınız var. | Open Subtitles | يبدو أنّ لديكما صديقاً بهذا القارب |
| Belli ki ikinizin konuşacağı şeyler var. | Open Subtitles | واضح أنّ لديكما ما يجب أن تتحدّثا بشأنه |
| Bu iddiayı destekleyecek bir hikâyeniz var sanırım. | Open Subtitles | أفترض أنّ لديكما قصة لدعم ما تقولان؟ |
| Güzel, sağlıklı bir bebeğiniz var gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنّ لديكما طفلٌ جميلٌ وصحّي. |
| Sanırım ikinizin birkaç sorusu var. | Open Subtitles | أعتقد أنّ لديكما بضعة أسئلة |