| Ben dağ klavuzuyum. Sizi oraya götürebilirim, Profesör. | Open Subtitles | أنا مرشدة في الجبال يمكنني أن آخذكم هناك، يا بروفيسور |
| İkinsine gelince, yarın sabah sizi sınırın öte tarafına kendim götürebilirim. | Open Subtitles | الطريقة الثانية , هي أن آخذكم معي ألى الجهة الأخرى من الحدود |
| Ama sizi temizlenip rahatlayacağınız bir yere götürebilirim? | Open Subtitles | حسناً, نعم, لكن لابد أن آخذكم أولاً لمكان... حيث تقوموا بتحسين مظهركم, ماذا؟ |
| Yemekten sonra hepinizi Lotus Kulübü'ndeki yeni bir grubu dinlemeye götürebilirim. | Open Subtitles | بعد العشاء يمكن أن آخذكم إلى نادي (لوتس) للإستماع إلى الفرقة الجديدة. |
| Peki, sizi kaldıkları otele götürebilirim. | Open Subtitles | -حسناً، يمكن أن آخذكم إلى فندقهم . |
| Sizi lowa'ya kadar götürebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن آخذكم حتّى (أيوا). |