| ya da olamayanlardan... bunu özel kılmanın bir yolunu bulmalıyım. | Open Subtitles | أو لم يحدث يجب أن أجد طريقة لأجعله مميزاً |
| Mickey herşeyimi aldı.Geri almanın bir yolunu bulmalıyım. | Open Subtitles | ميكي أخذ كلّ شيء. يجب أن. أجد طريقة لأسترجع كل شيء. |
| Sadece Momposhi'nin de Linet'e inanması için bir yol bulmalıydım. | TED | كان عليّ فقط أن أجد طريقة لأجعل موموشي يؤمن بلينيت أيضًا. |
| Sokaklarda açlık çekerken bir yol bulmalıydım. | Open Subtitles | لكن عليّ أن أجد طريقة ما أو أموت جوعاً في الشارع |
| Askeri darbe değil. Alt tarafı, birlikte çalışabilmemizin bir yolunu bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | ليس انقلاباً أريد فقط أن أجد طريقة لنعمل معاً |
| Tek yapmam gereken yarın bir broker hesabı açmanın yolunu bulmak. | Open Subtitles | يجب علي فقط أن أجد طريقة . لأفتح حساب مالي غداً |
| beni elde etmesine izin vermeyeceğimi gösteren bir yol bulmalıyım. | Open Subtitles | يجب علي أن أجد طريقة لكي لا أتركه يصل إلي |
| Geri dönmüş olmam kirayı ödemek için bir yol bulmam gerektiği anlamına geliyor. | Open Subtitles | عودتي تعّني أنه يجب عليّ أن أجد طريقة لدفع الإيجار |
| Şimdi eğer izin verirsen bu çatıdan çıkmanın bir yolunu bulmalıyım. | Open Subtitles | إن أذنتِ لي، يجب أن أجد طريقة للخروج من السطح. |
| Olası bir varis var, bu yüzden istediğimi almak için o kızı yok etmenin bir yolunu bulmalıyım. | Open Subtitles | هناك وريث محتمل, وللحصول على ما أريد, يجب أن أجد طريقة لتدميرها, |
| Önce ona yanaşmanın bir yolunu bulmalıyım. | Open Subtitles | في البداية يجب أن أجد طريقة للدخول بينهم |
| Avery'nin hikayesinin yeniden ön sayfaya çıkarmanın bir yolunu bulmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أجد طريقة لأعيد "قصة "آيفري إلى الصفحة الأولى |
| Aşağı inmenin bir yolunu bulmalıyım bebeğim. | Open Subtitles | يجب أن أجد طريقة لأنزل للأسفل، يا عزيزتي. |
| Onun benimkini yok ettiği gibi ben de onun hayatını yok etmenin... - ...bir yolunu bulmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أجد طريقة لأدمّر حياته كما دمّر حياتي. |
| ben onlara direkt ... ulaşacak bir yol bulmalıydım. | Open Subtitles | أن أجد طريقة مباشرة للذهاب لهم |
| - Onu durduracak bir yol bulmalıydım. | Open Subtitles | كان لا بد أن أجد طريقة لإيقافه |
| Seni kurtarmak için bir yol bulmalıydım. | Open Subtitles | كان عليّ أن أجد طريقة لإنقاذكِ |
| Gerçekten bunu berbat etmemenin bir yolunu bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | وأنا أحاول حقّا أن أجد طريقة لكي لا أفسد هذا الأمر |
| O an yapabileceğimi bildiğim tek şey ne olursa olsun hayatını kurtarmanın bir yolunu bulmaya çalışmaktı. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي علمتُ بمقدرتي على فعله تلك اللحظة هو أن أجد طريقة لأحاول وأنقذ حياتك مهما كلّف الأمر |
| Ev arkadaşı konusunda ne yapacaksın? Onunla yer değiştirmenin bir yolunu bulmaya çalışacağım. | Open Subtitles | يجب أن أجد طريقة لنتبادل الأوضاع. |
| Bu yeni bir şey. Benim amacım; grup sevinçlerini belirtmenin yeni bir yolunu bulmak. | Open Subtitles | هدفي كان أن أجد طريقة لزيادة المتعة في المجموعة |
| Ama, enerjimi aktarmak için yeni bir yol bulmalıyım. | Open Subtitles | لكن علي فعل هذا ، يجب أن أجد . طريقة جديدة لأوجه إليها طاقتي |
| Biraz önce uyduyu kaybettik bu da Korteks'i çökertmek için başka bir yol bulmam gerektiği anlamına geliyor. | Open Subtitles | والذي يعني بأني يجب أن أجد طريقة أخرى لاختراق "اللحاء". |