| Bir anlaşma yapacaksak, adamın gözünün içine bakmayı severim. | Open Subtitles | لقد كنت أحاول التواصل معكَ إذا كنا سنعقد صفقة، فأحب أن أنظر إلى شريكي وجه لوجه |
| Bir adamın gözlerinin içine bakmayı severim. | Open Subtitles | أحبّ أن أنظر إلى عينيّ الرجل |
| Şimdi tek dozajima bakabilirim, | TED | فأنا الآن أستطيع أن أنظر إلى الجرعات خاصتي في هذه الحبة، |
| En azından sana yardımımla sabahları kalktığımda insanların yüzüne bakabilirim. | Open Subtitles | على الأقل بمساعدتكم أيها القوم أستطيع أن أنظر إلى نفسي مباشرة عندما أستيقظ في الصباح |
| Bak, nasıl gözlerinin içine bakıp sana yüzüğü sevmediğimi söylerim seni o kadar çok severken? | Open Subtitles | كيف يمكن لي أن أنظر إلى عينيك وأخبرك أني لم أحب الخاتم في حين أني أحبك حبا جما ؟ |
| Ve bütün dürüstlüğümle, gözlerinin içine bakıp söyleyebilirim ki, "Çünkü feromonlarımız koklama reseptörlerimizde eşleşti." | TED | ويمكنني وبكل صدق أن أنظر إلى عينيها وأقول، "لأن هرموناتنا طابقت مستقبلاتنا الشمية." |
| Tüm hayatımı bana anlatırken seni görmek, gözlerinin içine bakmak istedim. | Open Subtitles | أردت أن أراك ، أن أنظر إلى عينيك وأنت تفسر لي حياتي بأكملها |
| Bugün sizden gelmenizi istedim çünkü gözlerinizin içine bakmak istedim. | Open Subtitles | لقد طلبتُ منكن الحضور اليوم لأنني أريد أن أنظر إلى أعينكن |
| Gözümü kırpmadan 10 milyon kod satırına bakabilirim... | Open Subtitles | أستطيع أن أنظر إلى عشر ملايين سطر من الرموز حتى تصل عيني لأن تدمى |
| Ama resimlerine bakabilirim. | Open Subtitles | لا، ولكنني يمكن أن أنظر إلى الصور |
| Sanırım bu bana gözlerinin içine bakıp, ona beni dövmediğini ve kazanamadığını söyleme hakkı veriyor. | Open Subtitles | أعتقد بأنّ هذا يعني أن الفرصة ... قد سنحت لي ... أن أنظر إلى عينيه و أخبره ... بأنّه لم ينتصر عندما ضربني |
| Sadece onun gözlerinin içine bakıp nedenini sormak istiyorum. | Open Subtitles | أحتاج أن أنظر إلى عينيها لأسألها.. |
| - Çünkü gözlerinin içine bakmak istedim. | Open Subtitles | -لأنّي أردتُ أن أنظر إلى عينيها . |