| Yine de polis çoktan suçluların ölümünü tamamen incelemeye başlamış olmalı. | Open Subtitles | بأي حال، لا بد أن الشرطة مشغولة أصلًا بحوادث موت المجرمين |
| Ne gördüğüm hakkında hiç soru sormadım, ama sanırım polis sorar. | Open Subtitles | لا أطرح أسئلة عما رأيته أبداً لكن اعتقد أن الشرطة ستسأل |
| Şunu biliyoruz ki polis, siyahilere karşı beyazlara oranla daha fazla güç kullanıyor ve burada 911'in rolünü de öğreniyoruz. | TED | نحن نعرف أن الشرطة تقوم باستخدام القوة أكثر مع السود مقارنة بالبيض ونحن كنا نتعلم دور مكالمة الطوارئ 911 في هذا |
| Durmadan atıp tutuyorsun. polisler bu konuda bize tavsiyede bulunabilir. | Open Subtitles | برأيي ، أن الشرطة ستسطع أن تنصحنا ول هذه القضية |
| Bu bir suç mu?" "polisler çetenin malı nasıl nakliye ettiklerini öğrenemeyecek." | Open Subtitles | لا عجب أن الشرطة تعجز عن إكتشاف كيفية توزيع العصابة لتلك المادة |
| Babam polisin Bunkie'nin cinayetiyle ilgili bir tanıkları olduğunu duymuş. | Open Subtitles | والدي سمع أن الشرطة لديهم شاهد عيان على مقتل بانكي |
| Herkes Kanadalı atlı polislerin ata bindiği ve nehirde boğulan kadınları kurtardığını düşünüyor. | Open Subtitles | الكل يعتقد أن الشرطة الكندية تركب الأحصنة وتنقذ النساء من التيارات النهرية السريعة؟ |
| polis, çakmağını bulursa ellerinde kanıt olacağını söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أن الشرطة لو وجدت قداحتك فهذا كل ما يحتاجونه لإثبات أنك كنت في مسرح الجريمة |
| Eminim polis bulacaktır. Yerinde olsam bunun için endişelenmezdim. | Open Subtitles | واثق من أن الشرطة ستعثر عليها أنا لستُ قلقاً بشأنها |
| Bence polis yeterince vaktimi harcadı, Baş Müfettiş. | Open Subtitles | أعتقد أن الشرطة أخذت من وقتي بما فيه الكفاية سيدي رئيس المفتشين |
| Bildiğini düşünürsen, telefonu kapatman gerek, çünkü polis ona olanları anlatmıştır ve telefonu da dinleniyorlardır. | Open Subtitles | وإن ظننتِ أنه يعرف شيئاً فأنهي المكالمة، لأن ذلك يعني أن الشرطة أخبرته وعلى الأغلب أنهم يتصنتون. |
| - Sanırım polis şu ana dek Bay Richards'ın yerini bulabilmiş değil. | Open Subtitles | أعتقد أن الشرطة لم تتمكن من تحديد مكانه حتى الآن |
| Siz buraya gelinceye kadar polis parmağını bile oynatmayacakmış. | Open Subtitles | يقولون أن الشرطة لا تستطيع المتابعة إلى أن تصل أنت الى هنا |
| Yardım etmeye geldim. polisler seni bulurlarsa asla peşini bırakmazlar baba. | Open Subtitles | أنا هنا لمساعدتك ، لو أن الشرطة وجدتك لن يتركوك أبي |
| Biliyorsun, insanlar hakkında varsayımlar yapan tek insanlar polisler değil. | Open Subtitles | تعلمين أن الشرطة ليسوا الوحيدين الذين يضعون فرضيات بخصوص الناس |
| Tutuklanmayacaklarını biliyorlar, ve bu konferanstan sonra salondan çıktığınızda, hiçbirinizin gizli polisler dışarda bekleyecek ve sizi tutuklayacaklar diye korkmanıza gerek yok. | TED | لا يخافون الاعتقال، وإن غادرت القاعة بعد هذا المؤتمر، لا يجب أن يخاف أحد أن الشرطة السرية واقفة وستعتقلك. |
| Burada da gördüğünüz gibi polisler onlarla ne yapacaklarını bilemediler. | TED | يمكنك أن ترى هنا أن الشرطة في حيرة عما ينبغي أن تفعله بهم. |
| polisin de yolda olduğunu düşünürsek sizin de oradan ayrılma zamanınız geldi. | Open Subtitles | وبالأخذ في الاعتبار أن الشرطة في طريقها حان الوقت لمغادرتك أنت أيضًا |
| Babam polisin Bunkie'nin cinayetiyle ilgili bir tanıkları olduğunu duymuş. | Open Subtitles | والدي سمع أن الشرطة لديهم شاهد عيان على مقتل بانكي |
| Portland vatandaşlarını polisin elinden geleni yaptığına dair temin ederim. | Open Subtitles | أودّ تطمين مواطني بورتلاند أن الشرطة تقوم بكل ما بوسعها |
| Onu arayıp polislerin burada olduğunu söylediğimde hemen telefonu kapattı. | Open Subtitles | عندما اتصلت به وأخبرته أن الشرطة هنا، اقفل السماعة فورا |
| Çalışmamızdaki gençlerin yüzde 70'inden fazlası polislerin onlarla "arkadaş olmayı" denediğini veya soruşturma esnasında onlara yardım eli uzattıklarını söyledi. | TED | أكثر من 70 بالمئة من المراهقين في بحثنا قالوا أن الشرطة حاولت التقرب منهم أو عرضوا الرغبة في مساعدتهم خلال الاستجواب. |