| Sık sık gülümsemelisin. Büyüleyici olmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تبتسم كثيراً عليك أن تكون جذاباً |
| Daha sık gülümsemelisin. İyi bir şey. | Open Subtitles | يجب أن تبتسم أكثر إنه لشئ جيد لك |
| Daha fazla gülümsemelisin. | Open Subtitles | {\pos (192,240)} يجدر بك أن تبتسم أكثر {\ DELVO} |
| Sonra senden gülümseyip teşekkür etmeni istiyorlar. | Open Subtitles | . . و بعدها و بعدها يريدونك أن تبتسم و تقول لهم شكراً |
| Pek öyle hissetmesen de, gülümsemeni istiyorum. | Open Subtitles | بالرغم أنك قد لا تشعر بحاجة لذلك، إلا أنني أريدك أن تبتسم |
| Daha sık gülümsemelisin. | Open Subtitles | أتدري، عليك أن تبتسم كثيراً. |
| Daha fazla gülümsemelisin. | Open Subtitles | عليك أن تبتسم أكثر. |
| Daha sık gülümsemelisin. | Open Subtitles | يجب عليك أن تبتسم أكثر. |
| Daha fazla gülümsemelisin. | Open Subtitles | يجب عليك أن تبتسم أكثر |
| Daha çok gülümsemelisin. | Open Subtitles | يجب أن تبتسم أكثر |
| gülümsemelisin. | Open Subtitles | عليك أن تبتسم |
| - Daha çok gülümsemelisin. | Open Subtitles | -إذا عليك أن تبتسم . |
| Pekâlâ. Açıkçası ben, o insanlara gülümseyip yüzlerine siktir olup gitmelerini söylemen gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | حسناً, وبصراحة أعتقد أنه يجب عليك أن تبتسم وتخبر الناس بأن يذهبوا للجحيم |
| Tek yapman gereken gülümseyip... | Open Subtitles | كل ما يجب عليك فعله هو أن تبتسم |
| Ve senin kameralara gülümsemeni istiyorum. | Open Subtitles | و أريدك أن تبتسم أمام الكاميرات |
| Sana gülümsemeni söylemem yüzünden. | Open Subtitles | هذا بسبب أني قلت لك أن تبتسم |