| Onunla konuşmalısın. Biliyorsun, iş hayatın ve sosyal hayatın var. | Open Subtitles | يجب أن تتحدث اليها بأن هناك جانبك العملى وحياتك الإجتماعيه |
| Keşke birileri burada neler döndüğü hakkında beni de bilgilendirse. Şu kızlarla konuşmalısın. | Open Subtitles | هل سيطلعني أحد على ما يحدث هنا يجب أن تتحدث إلى هاتين الفتاتين |
| Kısa bir konuşmanın ardından kız bu delikanlıya... bir daha konuşmak istemediğini söyledi. | Open Subtitles | تحادثا لدقيقة واحدة ثم أخبرته .بأنها لا تريد أن تتحدث اليه مرة أخري |
| konuşup takılabileceğin birini bulmak ne güzel. | Open Subtitles | كم هو لطيف أن تقابل شخص ما تستطيع أن تتحدث معه |
| Bana dayanma, seni adi. konuşacaksın. | Open Subtitles | لا تغلق السماعة فى وجهى , أيها الحقير يجب أن تتحدث معى |
| Ona bunu söyledim. Onunla sen konuş. - Hiç kan istemiyor mu? | Open Subtitles | ـ يستحسن أن تتحدث إليه ـ ألا يريد أية دماء في المشهد؟ |
| Onun iyi bir çocuk olduğunu söylemiştim. Başının belada olduğunu düşündüğünde onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | أخبرتك أنه فتى رائع,كان عليك أن تتحدث معه عندما تعتقد أنّه في ورطة |
| Hayır. Onu korkutmak istemezsin herhalde. Öncelikle sudan şeyler konuşmalısın. | Open Subtitles | لا 0 لا تود أخافتها يجب أن تتحدث معها أولاً |
| Annenle konuşmalısın. Çiftlik ile ilgili sana söyleyeceği bir şey var. | Open Subtitles | .يتحتم أن تتحدث مع أمك .فلديها أمر بخصوص المزرعة لتخبرك به |
| Ve sen de ofisten çıkmayan cahillere konuşmadan önce ortağına konuşmalısın. | Open Subtitles | وأنت، يا صديقي، يجب أن تتحدث إلى شريك قبل أن تذهب إلى الدعاوى، حسنا؟ لذا، اللعنة جزيلا. |
| Onlarla konuşmalısın. Bunu sen yapmazsan, ben yaparım! | Open Subtitles | يجب أن تتحدث لهم ، إذا لم تفعل أنت ، سأفعل أنا |
| İngilizce konuşmalısın. Ne istediğini bilmiyorum. | Open Subtitles | يجب أن تتحدث بالإنجليزية لاأعرف ماذا تريد |
| Bİliyor musun, baba, bu oyunlara gelmek ... veya benimle konuşmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | أتعلم يا أبي انت غير ملزم بالقدوم لهذه اللعبة أو أن تتحدث معي |
| Başarılı olmuş birileriyle konuşmak istiyor. Bilirsin, öğüt almak için. | Open Subtitles | إنها تريد أن تتحدث إلى شخص الناجح ليعطيها بعض النصائح. |
| Belki babanla konuşup, haberi yapmam için bana iş ayarlarsın. | Open Subtitles | ربما يمكنك أن تتحدث إلى والدك ، ليمنحنى وظيفة لأعد التقرير الإخبارى عما حدث ثم سأرد لك دينك |
| Mecazlar hakkında mı konuşacaksın yoksa pantolonunu indirecek misin? | Open Subtitles | هل تريد أن تتحدث بالكنايات أم تريد أن تخلع سروالك؟ |
| Tut onu, elini tut. konuş onunla. | Open Subtitles | أقترب منه , تحسس يديه حاول أن تتحدث اليه |
| Phoenix'de Walter Wickland ile konuşmalısınız. | Open Subtitles | يجب أن تتحدث إلى رجل من فينكس يُدعى والتر ويكلاند. |
| Dinle, daha uçakta tanıştığımızı biliyorum ama bir robot gibi konuşmaya mecbur musun? | Open Subtitles | أعرف أننا لم نتقابل سوى بالطائرة لكن أيجب أن تتحدث بنبرة الآليين هذه؟ |
| Onunla konuşmak ister misin, yoksa benimle mi konuşursun? | Open Subtitles | هل تريد ان تتحدث أليه أم تريد أن تتحدث ألي؟ |
| Hayır, hayır. Bunlarla uzaydaki kişilerle konuşabilir misiniz? | Open Subtitles | لا لا لا لا, ولكن هل تستطيع أن تتحدث مع الناس فى الفضاء بهذا؟ |
| - Hey, filmim hakkında bu şekilde konuşamazsın! | Open Subtitles | ــ لا يمكنك أن تتحدث بهذا النحو عن فيلمي ــ فيلمك؟ |
| Sen ne haltsın ki , bütün liderler adına konuşuyorsun? | Open Subtitles | ولكن من هم منك أن تتحدث باسم جميع رؤساء ؟ |
| Bizzat ondan duymak istersen ya da soru sormak istersen seninle konuşabileceğini de söyledi. | Open Subtitles | هى قالت ايضا أنها يمكن أن تتحدث معك إذا فضلتى أن تسمعى منها مباشرة أو أنك لديكى أسئلة أخرى |
| Şu adamın sevdiği kadın öldü, benim de karım. İt herif, anlatsan iyi olur. | Open Subtitles | المرأة التي أحبها ماتت وكذلك زوجتي، من الأفضل أن تتحدث أيها الوغد. |
| Benimle konuşun. Ne yapmam gerektiğini söyleyin. | Open Subtitles | أريدك أن تتحدث معى بشأنه لابد أن تخبرنى ما على فعله |
| Bu durumda, Binbaşıyla bu konuyu konuşsan daha iyi olacak. | Open Subtitles | اذن سيكون من الأفضل أن تتحدث مع الرائد عن هذا |