| Clark, onun gitmesine izin vermelisin. | Open Subtitles | كلارك يجب عليك أن تتركها ترحل |
| Gitmesine izin vermelisin. Bırak gitsin. | Open Subtitles | يجبُ أن تتركها الآن، اتركها |
| Serena... bana söyledi, fakat dinle, asıl nokta eğer Blair mutluysa, belki de onun mutlu olmasına izin vermelisin. | Open Subtitles | سيرينا .. أخبرتني ولكن اسمع ، المغزى هو إذا كانت (بلير) سعيدة ربما يجب أن تتركها كذلك |
| Bak, Sana onu rahat bırakmanı söylüyorum. | Open Subtitles | أنظر , أخبرك أن تتركها بمفردها |
| Onu terk edemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتركها لو لم يكن لك ... |
| Artık kuş yuvadan uçsun, babası. | Open Subtitles | سيتوجب عليكَ أن تتركها تكبر ، بابا |
| O da onu bırakmanı isterdi. | Open Subtitles | أرادتك أن تتركها تذهب. |
| Onu geri istersen Parlamasına izin vermelisin | Open Subtitles | *إذا أردت عودتها يجب أن تتركها تلمع* |
| Onun seni sürmesine izin vermelisin kardeşim. | Open Subtitles | عليك أن تتركها لتقودك يا أخي |
| - Bir çocuk olmasına izin vermelisin. | Open Subtitles | -لابد أن تتركها تكون طفلة طبيعية |
| Bunun için ona izin vermelisin. | Open Subtitles | يجب أن تتركها تفعل ذلك |
| - Yalnız konuşmamıza izin vermelisin. | Open Subtitles | عليك أن تتركها معنا |
| Sana onu rahat bırakmanı söylemiştim! | Open Subtitles | أعتقدُ أنني أخبرتُكَ أن تتركها وشأنها |
| Sana onu bırak demiştim. | Open Subtitles | أخبرتك أن تتركها |
| Onu terk edemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتركها |
| Onu terk etmeni istiyorum, Ray. | Open Subtitles | أريدك أن تتركها يا راي . |
| Artık kuş yuvadan uçsun, babası. | Open Subtitles | سيتوجب عليكَ أن تتركها تكبر ، بابا |
| Böyle olacağını, onu bırakmanı söylemiştim. | Open Subtitles | -قلتُ لكَ أن هذا سيحدث، قلتُ أن تتركها . |