| Şu gerçeği kabul etmelisin ki... her koyun kendi bacağından asılır. Buna sen de dahilsin. | Open Subtitles | يجب أن تتقبل حقيقة أن الناس يجب أن يعتنوا بأنفسهم وهذا يتضمن الحديث عنك |
| Biliyorsun, Brian, olabildiğince zeki de olsan, hayatında kontrol edemeyeceğin şeyler olduğunu kabul etmelisin. | Open Subtitles | أتعرف يا براين، كذكي مثلك ..يجب أن تتقبل حقيقة أن هناك أشياء في الحياة لاتستطيع التحكم بها |
| Lütfen bu kitabı, kütüphanenize bir bağış olarak kabul edin. | Open Subtitles | أرجو أن تتقبل هذا الكتاب الكبير كتبرع لمكتبتك |
| Çok üzgünüm. Lütfen bu 2 kiloluk dondurulmuş karidesi özür olarak kabul edin. | Open Subtitles | آسف ، أرجو أن تتقبل خمسة باوندات من الروبيان المجمد |
| Kansere inat olsun diye değil ama dolu dolu yaşamanın acıyı kabul etmek olduğunu öğrendiğimiz için. | TED | ليس بالرغم من المرض، بل لأننا كنا نتعلم أن الحياة بشغف تعني أن تتقبل الألم. |
| Arada bir yumuşak tarafını göstermekte bir sakınca olmadığını kabul etmek. | Open Subtitles | سواء كان أن تتقبل أن تري الناس جانبك اللطيف من حين إلى آخر |
| Senden, olmayan parayı harcamamayı kabullenmeni rica ediyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تتقبل هذا، لا أن تصرف الأموال التي لا أملكها أساسا |
| İnsanları olduğu gibi kabullenmen lazım Ted. | Open Subtitles | كريبس أرأيت؟ يجب عليك فقط أن تتقبل الناس على طبيعتهم، تيد |
| Hayat, hiç almadığın özrü kabul etmeyi öğrenince çok kolaylaşır. | Open Subtitles | الحياة تكون أسهل بكثير حينما تتعلم أن تتقبل الاعتذار الذي لم تحصل عليه أبدًا |
| - Bunu yapamam. Öldüğümü kabul etmelisin. | Open Subtitles | لا يمكنني فعل هذا يجب أن تتقبل بأنني قد مت |
| Huzur bulmak istiyorsan, onun affını kabul etmelisin. | Open Subtitles | ،أن أردت أن تتم الأمور بسلام يجب أن تتقبل مغفرتها لك |
| Bilmiyorum ama bir daha dönmeyeceği gerçeğini kabul etmelisin. | Open Subtitles | لا أدري لكني أعتقد أنه عليك أن تتقبل الحقيقة بأنها لن تعود أبداً |
| Tanrı'nın müjdelediğini kabul etmelisin. | Open Subtitles | أقولُ بأنه يتوجبُ عليكَ أن تتقبل إرادة الرب. |
| Lütfen bu kitabı, kütüphanenize bir bağış olarak kabul edin. | Open Subtitles | أرجو أن تتقبل هذا الكتاب الكبير كتبرع لمكتبتك |
| Bu gecikme için lütfen en içten özürlerimizi kabul edin. | Open Subtitles | نرجو أن تتقبل اعتذارنا الصادق على التأخير |
| Bazen olanları kabul etmek en doğrusu olur. | Open Subtitles | بعض الأحيان في الحياة يجب أن تتقبل ما هو قادم لك |
| Ben bunu kabul etmek zorundayım ki ben kabul ediyorsam sen de edeceksin. Öyle mi? | Open Subtitles | عليّ أن أتقبل ذلك مما يعني أنه عليك أنت أيضًا أن تتقبل ذلك. |
| Navid'in erkek arkadaşım olduğu gerçeğini kabullenmeni diliyorum. | Open Subtitles | أتمنى أن تتقبل حقيقة أن (نافيد) خليلي |
| Ama bir yerden sonra artık kabullenmen lazım. | Open Subtitles | لكن بشان بعض النقاط ، أعتقد بأنك عليك أن تتقبل الأمر و حسب |
| Todd, aşırı ileri gidiyorsun, eşcinselsin ve bunu kabullenmen lazım. | Open Subtitles | "تود" أنت تعوّض، لأنك شاذ وعليك أن تتقبل ذلك. |
| bunu kabul etmeyi reddetmen. | Open Subtitles | أنت ترفض أن تتقبل بهذا |