| Yapmanız gereken, onları işin içine dahil etmek, sorumluluk almalarını sağlamak. | Open Subtitles | ما عليك أن تفعله، عليكَ أن تجعلهم يندمجون، دعهم يتحمّلون المسؤولية. |
| Lauran'ın neden onları bu şekilde yürüyüşe götürdüğünü anlamadım ve bunun çocukların kendi tercihleri olmadığını varsaydım. | TED | لم أفهم لماذا اختارت لورين أن تجعلهم يشاركون بهذه المسيرة، وافترضت أنه لم يكن خيارهم. |
| Ama anlamadığım şey ise, efendim onları neden bir birlerine düşürdüğünüz? | Open Subtitles | و لكن الذي لا افهمه يا سيدي هو التالي لما تحاول أن تجعلهم يتصارعون مع بعضهم البعض ؟ |
| onlara serbest ekonomiye biraz daha saygılı olmalarını öğretemez miydiniz? | Open Subtitles | ألا تستطيع أن تجعلهم يكنون القليل من الاحترام للسوق الحر و من يمثله ؟ |
| onlara bildikleri herşeyi unutmalarını söyleyemezsin tamamıyla senin unutturman gereklidir. | Open Subtitles | ليس فقط بأن تأمرهم أن ينسوا كل ما تعلموه يجب أن تجعلهم ينسوا ذلك فى أعمق أعماقهم |
| onları bir araya getirmenin tek yolu yalnız oldukları bir an. | Open Subtitles | هل هناك مشكلة فى جاذبية الأرض؟ الحل الوحيد أن تجعلهم يلتقيان كأنهم وحدهم. |
| İstersen onları bütün gece de çalıştırabilirsin. | Open Subtitles | تستطيع أن تجعلهم يعملون طوال الليل اذا أردت |
| onları durdurmalısın. Devin yanında çocuk var. | Open Subtitles | يجب أن تجعلهم يتوقفون إن العملاق معه الطفل |
| onları güldürüp, sevmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تجعلهم يضحكون وتعطيهم كثير من الحب أيضا |
| Bak, kendini toplamalısın, kolayından almalısın, resim yapmayı kesmeli, onları bekletmelisin. | Open Subtitles | انظر تحتاج الى التَمهّل تعرف، تحتاج الى التَمهّل عليك ان تتوقف عن الرسم أن تجعلهم ينتظرون، فهمت؟ |
| Peki onları nasıl korkutursunuz? | Open Subtitles | وكيف يمكنك أن تجعلهم خائفين؟ حسنا،أنت تجعلهم خائفين |
| Yavaş yavaş kendi tarafına çek onları. | Open Subtitles | بهدوء أنت يمكنك أن تجعلهم يبقوا فى صالحك |
| onları bankayı soyuyorlarmış gibi Göstermek hiçte zor olmaz. | Open Subtitles | ليس من الصعب أن تجعلهم يبدون وكأنهم يسرقون المصرف |
| Korumalarını bir an olsun yanlarından ayırmamaları istiyorsanız onları yalnız kalmaktan korkar hale getirmelisinizdir. | Open Subtitles | وإذا أردت ان تجعلهم يبقون حراسهم الأمنيين معهم طوال الوقت عليك أن تجعلهم يخافون أن يكونون وحيدين |
| Kendi başlarının çaresine bakabilecek duruma gelene kadar onları daha güçlü hâle getirmeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | تحاول أن تجعلهم أقوياء حتى يصبحوا قادرين على حماية أنفسهم. |
| Haftalar geçiyor ve yapılanlar onları iyileştirmesi gereken ameliyatlar işe yaramıyor. | Open Subtitles | ثم تمر الأسابيع، وكل هذه .. الأمور التي من المفترض أن تجعلهم يتحسنون |
| Aramızın limoni olduğuna onları inandırmak zorundasın oğlum. | Open Subtitles | يا بنيّ، عليك أن تجعلهم يصدقون أننا متباعدين |
| Tanrım, Benjamin, onlar insan. Kendi eğlencen için onlara çöp giydiremezsin. | Open Subtitles | يا آلهي ،أنهم بَشر لا يمكنك أن تجعلهم أن يرتدوا نفايات لـ تسليتك الخاصة |
| Tamam, başka kimin aldığını öğrendiğinde onlara aradaki farkı ödetebilirsin. | Open Subtitles | حسنا، حين تعرف من فعلها أيضاً يمكنك أن تجعلهم يدفعون الفرق |
| Belki onlara çekeceğin lezbiyen pornosunu gösterirsin. | Open Subtitles | حسناً، ربّما بإمكانك أن تجعلهم يشاهدون فيلماً إباحيّاً للشّاذات. |
| onlara söyle kızı araştırsınlar. | Open Subtitles | عليك أن تجعلهم يقومون بمزيد من البحوث عليها. |