| Bir kanun kişisi olarak sana o kilitli dondurucuyu açma iznini verdim. | Open Subtitles | أمنحك الحق في أن تفتحي هذه الثلاجة المقفولة |
| Sana ne dedim ben? Bunun için ödeme yapan birisi olmadıkça asla ağzını o kadar büyük açma! | Open Subtitles | سبقَ وأخبرتكِ، إيّاكِ أن تفتحي فمكِ بهذا الاتّساع إلّا إذا دفع أحدٌ لك لقاء ذلك. |
| Yani gözlerinizi biraz açın ve şu bulgulara bir bakın. | Open Subtitles | أعني، لو أن لك أن تفتحي عينيك فقط وأن تنظري إلى الأدلة. |
| Tabii ki. Affedersin. Fermuarımı açar mısın lütfen? | Open Subtitles | بالطبع ، أنا آسفة أيمكنكِ أن تفتحي السحّاب؟ إنه فستان جميل حقاً |
| Tatlım, diğerlerini açmadan bunu açmak bence kötü olur. | Open Subtitles | تفضلي عزيزتي أعتقد أنها طريقة غير مُهذبة أن تفتحي هذهِ الهدية دون الأخرين |
| Bunları piyasaya sürdüğün ve insanlara tattırdığın bir müze açmalısın. | Open Subtitles | يجب عليك أن تفتحي متحف ويكون بأستطاعتك أن تقدميه للناس وبستطاعتهم أن يأكلوا |
| Dinle, işaret verdiğimde kapıyı açmanı istiyorum. | Open Subtitles | اسمعي, عندما أعطيكِ الاشارة أريدكِ أن تفتحي البوابة. |
| Kapıyı açmanızı söyleyene kadar bir dakika daha bekleyin. | Open Subtitles | أنظري ، إصمدي لدقيقة واحدة حتى أخبرك أن تفتحي الباب |
| O şarabı açsan iyi olur artık yoksa dış kulak iltihabı olacağım. | Open Subtitles | من المستسحن أن تفتحي قنينة النبيذ أو سينتهي بي المطاف بإذن سبّاح |
| Çıkabilmesi için gözünü açman lazım. | Open Subtitles | يجل أن تفتحي عينيك يا حبيبتي لتُســـاعديــه |
| Sana ne dedim ben? Bunun için ödeme yapan birisi olmadıkça asla ağzını o kadar büyük açma! | Open Subtitles | سبقَ وأخبرتكِ، إيّاكِ أن تفتحي فمكِ بهذا الاتّساع إلّا إذا دفع أحدٌ لك لقاء ذلك. |
| Kapının kilidini açma yeter. | Open Subtitles | فويلت)، إيّاكِ أن تفتحي الباب) |
| Güvende olmasını istiyorsanız, derhâl kapıyı açın. | Open Subtitles | لكن لدينا مذكرة للقبض عليه لذا لو تريدن أن يكون آمناً فأريد منكِ أن تفتحي هذا الباب الآن |
| Hemen kapıyı açın lütfen | Open Subtitles | سـأطلب منكِ أن تفتحي ذلك "الباب، آنسة "جرينسـتاين |
| Kapıyı açar açmaz, doğrudan telesekretere bakacaksın. | Open Subtitles | بعد أن تفتحي الباب مباشرة تنظرين إلى آلة الرّد الإليكترونية |
| Sen açar mısın, lütfen? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تفتحي الباب, من فضلك؟ |
| Tam geldiği anda kapıyı açmak zorundasın. | Open Subtitles | في تلك اللحظة بالذات يجب أن تفتحي الباب لترحبي به |
| Başka birinin hayatımıza katıldığı kapıyı gerçekten açmak istiyor musun? | Open Subtitles | هل تودين حقاً أن تفتحي المجال لتدخل شخص آخر في حياتنا؟ |
| Bir restoran açmalısın. Bu cidden nefis. | Open Subtitles | عليكِ أن تفتحي مطعماً هذا لذيذ حقاً |
| Kendi turta salonunu açmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تفتحي محل الفطائر الخاص بك. |
| 1 dediğimde gözlerini açmanı ve bana nerede olduğunu söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | و عندما أصل للرقم واحد، أريدكِ أن تفتحي عينَيكِ و تخبريني أين أنتِ. |
| Bagajı açmanızı isteyeceğim. | Open Subtitles | أريدكِ أن تفتحي الصندوق لي |
| O şarabı açsan iyi olur artık yoksa dış kulak iltihabı olacağım. | Open Subtitles | من المستسحن أن تفتحي قنينة النبيذ أو سينتهي بي المطاف بإذن سبّاح |
| Dur biraz. Gitmeden önce bunu açman lazım. | Open Subtitles | تمهلي، يجب أن تفتحي هذه قبل الذهاب. |