| Evet, şey, biliyorsun, yapman gerekeni yapmalısın. | Open Subtitles | أجل، فكما تعلمين، يجب أن تقومي بما يلائمكِ |
| Önemli olan şeyi unutmamalı ve işini yapmalısın. | Open Subtitles | لقد ناقشنا ذلك يجب أن تكوني أكثر تركيزاَ يجب أن تقومي بعملكِ |
| Senden çamaşır yapmanı rica etmiştim. | Open Subtitles | أوه كلوي، لقد طلبت منك أن تقومي بالغسيل. |
| Asıl saçma olan, yarın okul olmadığı hâlde kirli eşofmanlarınla ödevini yapman. | Open Subtitles | ليس جيداً هو أن تقومي بالواجب المدرسي بينما لا يوجد مدرسة غداً |
| Olurda öğleden sonraları farklı bir şey yapmak istersin diye söylüyorum. | Open Subtitles | في حالة إن أردتي أن تقومي بشيء مختلف في أمسيتكِ |
| Babanla bu konuyu konuştuk ve finallerde çift salto yapmana karar verdik. | Open Subtitles | والدك وأنا ناقشنا الأمر ونعتقد بأنّك يجب أن تقومي بدور مضاعف في النهائيات |
| Nasıl böyle aptalca ve sorumsuzca bir şey yapabilirsin? | Open Subtitles | كيف أمكنك أن تقومي بهذا العمل الغبي الخالي من المسؤولية ؟ |
| - Ne istiyorsa yapmasına izin ver. Seks kasedi yapmalısınız. - Ben yapardım. | Open Subtitles | دعيه يقوم بما يشاء، يجب أن تقومي بتسجيل فيديو جنسي إنني أريد ذلك |
| Farklı şeyler dene, farklı şekiller ve konuştuğumuz dudak sarkıtmayı yap. | Open Subtitles | حاولي أن تقومي بحركات مختلفة و و و هذا تكلمنا عنه |
| tabi,bende seni bekliyordum aptallık yapmayı kes artık. | Open Subtitles | أجل، لقد كنت أنتظركِ، ليس عليكِ أن تقومي بالتمثيل الغبيّ هذا بعد الآن |
| Konseyin naçizane talebine göre Marius ve ordusunu yenmek için bizleri egitmen gerekiyor. | Open Subtitles | طلب المجلس المتواضع أن تقومي بتدريبنا في إلحاق الهزيمة به وجيشه |
| - yapmalısın! Vakit yok! Şimdi! | Open Subtitles | عليك أن تقومي بذلك لا يوجد وقت الآن ارجوك |
| Seni geri getirmek için her şeyi yapıyoruz, ama sen de kendi payına düşeni yapmalısın. | Open Subtitles | سنفل أي شيء نستطيعه لاستعادتك لكن يجب أن تقومي بما عليك |
| Ben düşündüm de... Sen bir kere daha yapmalısın bence. | Open Subtitles | أعتقد حقاً، أعتقد أنكِ يجب أن تقومي بذلك مرة واحدة بعد |
| Tatlım, nihayet benim için ne yapmanı istediğimi buldum. | Open Subtitles | هيه, عزيزتي ادركت اخيراً ما أريدكي أن تقومي به من اجلي |
| Benim için bir şey yapmanı istiyorum ama tamam mı? | Open Subtitles | عليكِ أن تقومي بشيء لأجلي أولاً، اتفقنا؟ |
| Böyle şeyleri bilmene rağmen yapman anti semitizmdir, ne de olsa Yahudi'sin. | Open Subtitles | إنها معاداة للسامية أن تقومي بشيء كذلك و أنت تعلمين بأنك يهودية |
| Ne yapmak istersin? Sebt'i falan mı kutlayalım? | Open Subtitles | ما الذي تريدين أن تقومي بفعله أن تحضري ليوم السبت أو ما شابه ؟ |
| Akşam yemeğin için numaralar yapmana gerek yok. | Open Subtitles | ليس عليكِ أن تقومي بخدع حى تحصلي على عشاءك |
| Bu senin listen. Bunları yapabilirsin. | Open Subtitles | هذه قائمتكِ يجب أن تقومي أنتِ بفعل ما بها |
| Makyaj gibi bir şeyler yapmalısınız. | Open Subtitles | يلزم أن تقومي بتغيير مظهرك أو شيء من هذا القبيل |
| Çabala ve şu andan itibaren iyi şeyler yap ki sona geldiğinde tek kara leken o olsun. | Open Subtitles | وحاولي أن تقومي بالمعروف ما حييتي وسوف تبقي بعلامة سوداء وحيدة في النهاية |
| Bununla birlikte, eğer bunu yapmayı kabul edersen geri kalan hayatınız boyunca senin ve tüm ailenin güvenlik ve rahatını garanti ederim. | Open Subtitles | على أية حال، إذا قرًرتي أن تقومي بذلك أَضْمنُ لكِ وكامل عائلتِكِ سأعتني بهم لبقية حياتهم |
| Konseyin naçizane talebine göre Marius ve ordusunu yenmek için bizleri eğitmen gerekiyor. | Open Subtitles | طلب المجلس المتواضع أن تقومي بتدريبنا في إلحاق الهزيمة به وجيشه |