| Kareem, konseydeki temsilcimiz sen olmalısın. | Open Subtitles | يجبُ أن تكونَ مُمثلَنا في المَجلِس يا كريم |
| Yine de senin için ağlayan birileri olduğu için minnettar olmalısın. | Open Subtitles | حسناً، عليكَ أن تكونَ مُمتناً أنَ أحداً يبكي عليك أصلاً |
| Bunu anlamak için, dahi olmaya gerek yok. | Open Subtitles | الأمر لا يتطلب أن تكونَ عبقرياً لكي تعرف كيفَ سينتهي هذا |
| Ama büyük bir fark yaratmak için... büyük bir adam olmaya gerek yok. | Open Subtitles | لكن، ليسَ عليكَ أن تكونَ رجُلاً ضَخماً... لتُحدِثَ فَرقاً كبيراً |
| Yemiş içmiş olabilirsin, işlere girmiş çıkmış, alım satım yapmış olabilirsin... ve ben de hayatımda hiçbir şey yapmamış olabilirim... | Open Subtitles | يُمكنُ أن تكونَ قَد خرَجت و رأيتَ الدنيا و كُنتَ زعيماً و نافِذاً و يُمكنُ أني لَم أفعَل شيئاً مهماً في حياتي |
| Senin haklı olman iyi bir örnek olmandan çok daha önemli. | Open Subtitles | بالنسبة لك أن تكونَ على حق أفضل من أن تكونَ مثالاً للاحتذاء به |
| Adamlarının arasında olmanın onlara yol göstermenin, rehberlik etmenin, yetiştirmenin senin için önemini biliyorum. | Open Subtitles | الآن، أنا أعرفُ كم مُهم لكَ أن تكونَ ضمنَ جماعتِك تقودهُم، تُوجههُم و تُغذيهِم |
| Orada olmalıydın adamım. Pancamo, bilincini yitirmiş. | Open Subtitles | كانَ عليكَ أن تكونَ هُناكَ يا رجُل بانكامو غائِباً عن الوَعي |
| Bu bir tehdit mi? Çünkü bu konuda bir hata yapıyor olmamalısın. | Open Subtitles | لأنكَ ، لا يحريّ أن تكونَ مُشوشاً بشأن ذلكَ |
| Neden bana karşı böyle cömert olmak istiyorsun? | Open Subtitles | لماذا تُريدُ أن تكونَ كريماً معي يا رجُل؟ |
| NBA'de oynayan en kötü oyuncu bile olabilmek için ne kadar iyi bir oyuncu olmalısın, biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرفُ كم يجب أن تكونَ جيداً لكي تكونَ أسوء لاعب في كُرَة السلة الأمريكية؟ عليكَ أن تكونَ استثنائياً |
| Çekimi berbat olan bir yere olmalısın, tüm gün aramama rağmen sana ulaşamadım. | Open Subtitles | من الأفضل أن تكونَ في مكانٍ ما مع القذر لأني حاولتُ الوصول إليك طوال اليومِ |
| Amerikalılara yalakalık yapmaya çok fazla vakit ayırıyorsun elbette ki rahat olmalısın. | Open Subtitles | لقد أمضيتَ الكثير من الوقتِ فيتملّقالأمركيين... بكل الطُرق، يجب أن تكونَ مُرتاحاً. |
| Kral validesi olarak yükseleceksem istikrarlı ve amansız olmalısın. | Open Subtitles | ،إذا ماكنتُ سأعلو مثل أمّ الملك .يجبُ أن تكونَ مثابراً وقاسياً |
| Güçlü olmalısın, doğru, güce dayan. | Open Subtitles | عليّك أن تكونَ قويّاً ; لتقاوم القوة. |
| İyi bir örnek olmaya ne oldu? | Open Subtitles | ماذا بشأن أن تكونَ مثالاً يُحتَذى بِه؟ |
| Ki böylece sen de kibar olmaya çalışmak zorunda olmayacaksın. | Open Subtitles | وذلك يعني أنه ليسَ عليكَ أن تكونَ طيباً |
| Kahraman olmaya kalkışacağına dair içimde bir his vardı. | Open Subtitles | راودني شعور أنكَ ستحاول أن تكونَ بطلاً |
| Bana uyar, benim sağ kolum olabilirsin. | Open Subtitles | هذا يناسبنى ،يُمكِنُكَ أن تكونَ يدي اليُمنى. |
| Nasıl bu kadar aptal olabilirsin? | Open Subtitles | كيف أمكنَكَ أن تكونَ أحمقاً لتلكَ الدرجة ؟ |
| - Ne zaman ofiste olabilirsin? | Open Subtitles | مرحباً - متى يمكنكَ أن تكونَ في المكتب ؟ |
| Buraya ona acıdığın için gelmiş olman imkansız. | Open Subtitles | ومن المستحيلِ أن تكونَ عدتَ هنا من باب التعاطف |
| Hastanede olman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | مالذي تفعلهُ هنا؟ ألا يجدرُ بكَ أن تكونَ في المستشفى؟ |
| Beni sıkıca bağlamış ve başhekim olmanın zorlukları hakkında sızlanmıştı. Spor salonları her zaman temiz değildir. | Open Subtitles | فقيّدتني وراحت تتذمّر أمامي عن صعوبة أن تكونَ عميدَ الطب قد لا تكونُ الصالات الرياضية نظيفة |
| Otobüste yalnız olmalıydın. | Open Subtitles | كان يجب أن تكونَ وحيداً على متن تلك الحافلة |
| Belki de çok rahat olmamalısın. | Open Subtitles | ربما لا يجبُ أن تكونَ مرتاح بنفسكَ كثيراً, |
| Yakışıklısın, beynin de zehir gibi. Neden sahtekar olmak istiyorsun? | Open Subtitles | .أنتَ تبدو بخير، وعقلك ذكي أيضًا فلماذا تريدُ أن تكونَ محتالاً؟ |