| Evet. Beni unutabilirsin. Martha'yı da, oğlanı da. | Open Subtitles | نعم,تستطيع أن تنساني و أن تنسى مارثا و الصّبي |
| Açıkçası, bunu unutabilirsin, çünkü kutlamayı iptal ediyorum. | Open Subtitles | بالواقع، يُمكنك أن تنسى أمرها، لأني ألغيتُ حفلتي. |
| Bu yüzden önerim şu: Olanları unut ve gidip hayatını yaşa. | Open Subtitles | لذا فأقترع عليك بكل تواضع أن تنسى الأمر و تعود لحياتك |
| unutma, telefonu kimin dinlediğini asla bilemezsin. | Open Subtitles | إياك أن تنسى لا أحد يمكنه أن يقول من الذي يتنصت علينا |
| Topraklara, kayalara, yeşilliklere, topraklarımızın dibine yakın olduğunuzda manevra boşluğunun ne kadar sınırlı olduğunu Unutmak kolaydır. | TED | من السهل أن تنسى عندما تكون قريباً من التراب، الصخور وأوراق الشجر وخرسانة أراضينا، مدى محدودية مساحة المناورة. |
| Ama ilk önce, yemek yapmakla ilgili bildiğin herşeyi unutmalısın. | Open Subtitles | لكن أولاً عليك أن تنسى كل شيء تعرفه عن الطبخ |
| Bu akşam sinemaya gidersek belki sorunlarını bir süre unutursun diye düşündüm. | Open Subtitles | لذا أعتقد، إذا تمكنا من الذهاب إلى السينما الليله، يمكنك أن تنسى مشاكلك |
| Annem tüm yaşamı boyunca ilk aşkını unutamadı. | Open Subtitles | أمي لم تستطع أن تنسى حبها الأول طوال حياتها. |
| ve herşey bittiğinde,sorduğum şeyi unutmanı istiyorum... | Open Subtitles | وعندما أنتهي ، أريدكَ أن تنسى أنن طلبتُ ذلك منكَ |
| B-Ben yapamayacağımı söyledim. O türden bir avukat değilim. | Open Subtitles | أخبرتها أن تنسى هذا الطلب، فلستُ هذا النوع من المحامين! |
| Tahliyeyi unutabilirsin. | Open Subtitles | يُمكنكَ أن تنسى موضوعَ جلسةِ استماعِ إطلاقكَ المَشروط |
| Dinle evlat, şu andan itibaren lanet olası baleyi unutabilirsin. | Open Subtitles | , اسمع ، بُني من الآن و صاعداً بإمكانك أن تنسى . الباليه اللعين |
| Unutmaya çalış o zaman. Böyle bir şeyi nasıl unutabilirsin ki? | Open Subtitles | ــ حاول أن تنسى أنّ هناك حبكة ــ كيف يمكنك أن تنسى ذلك؟ |
| Orada, babayı ve büyükanneyi unut ve iyi yaşa. | Open Subtitles | هناك , عليك أن تنسى أباك و جدَتك و أن تعيش بسعادة |
| Yani Alice hakkında. Onu unut demiştim. | Open Subtitles | من قبل عندما تحدثنا عن أليس أخبرتك أن تنسى أمرها |
| Salak şekerini korumayı unut. Paranoya oldun. | Open Subtitles | أريد أن تنسى حماية هذا السكر الأخرق لقد أصبحت مهووساً بالكامل |
| Bugün uçurumun yanında görüp duyduklarını unutma büyüklüğünü gösterebilir misin? | Open Subtitles | أيمكن أن أطلب منك أن تنسى مارأيت وسمعت للتو عند المنحدر؟ |
| Ve bunu bir saniyeliğine bile olsa, asla unutma. | Open Subtitles | ولا تتجرء أبداً ولو للحظة واحدة , أن تنسى هذا |
| Yapabileceğin en iyi şey Laputa'yı duyduğunu bile Unutmak. | Open Subtitles | ومن الأفضل ما بوسعك فعله حقاً هو أن تنسى أنك قد سمعت بهذا المكان |
| Arkadaşlarının kim olduğunu, kime güvenebileceğini Unutmak istemezsin Ajan Mulder. | Open Subtitles | أنت لا تريد أن تنسى من هم أصدقاؤك أيها العميل مولدر.. أن تتذكر من يجب أن تثق به. |
| Her şeyi unutmalısın, dans studionu, her şeyi ve yalnızca gösteriye odaklan. | Open Subtitles | يجب أن تنسى كل شيء استديو الرقص وقص شيء وتركز على هذا العرض |
| Dinle kanka, o kızı artık unutmalısın. | Open Subtitles | اسمع يا صديقي ، عليك أن تنسى أمر تلك الفتاة |
| Birkaç saatliğine benimle gelir ve Charlie'den nefret etmeyi unutursun. | Open Subtitles | يمكنك أن تنسى كراهيتك لتشارلى لعدة ساعات هذا جيد |
| Celina olanları Unutmak istedi ama unutamadı. | Open Subtitles | سيلينا أرادت أن تنسى ماحدث لكنها لم تستطع. |
| Şimdi sana sorduğumu unutmanı istiyorum... yoksa süprizi mahvedeceksin... ve sen bunu yapmak istemezsin, değil mi? | Open Subtitles | الآن أريدكَ أن تنسى ما طلبتُ منكَ وإلا ستفسد المفاجأة وأنتَ لا تريد أن تفعل ذلك ، أليس كذلك؟ |
| B-Ben yapamayacağımı söyledim. O türden bir avukat değilim. | Open Subtitles | أخبرتها أن تنسى هذا الطلب، فلستُ هذا النوع من المحامين! |
| Ama asla o kendini beğenmiş avukat yüzlerini asla unutamazsın. | Open Subtitles | لأنها تصورهم بصورة بشريه مستحيل أن تنسى وجوه المحامين المتعجرفه |