| Ama bana göre hayatının sıvası atılmamış bir bina gibi. | Open Subtitles | لكن يبدو لي أن حياتكِ أرض لم يبنى عليها بعد. |
| Ve her elimi tuttuğunda tüm hayatının benimkiyle beraber titrediğini hissettiğimi? | Open Subtitles | و في كل مرة تحملين فيها يدي أشعر أن حياتكِ كلها تهتز مع حياتي |
| Will ile hayatının daha iyi olacağını düşünüyorsan, kendini kandırıyorsun. | Open Subtitles | إن كنتِ تظنين أن حياتكِ كانت ستكون أفضل مع ويل فأنت تخدعين نفسكِ |
| hayatının tehlikede olduğunu ve yardımına ihtiyacım olduğunu söylemeye geldim. | Open Subtitles | جئت لأخبركِ أن حياتكِ في خطر وأنا بحاجة لمساعدتكِ |
| Ve kuşkusuz hayatının bu günlerde pek hoş olmadığını da biliyorum. | Open Subtitles | و أعرف أن حياتكِ مؤخراً ليست مثالية |
| hayatının şu an kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم أن حياتكِ ليست سهلة الآن |
| Tek bir kelimeyle hayatının değiştiğini söylemiştin. | Open Subtitles | قلتِ أن حياتكِ تغيرت بسبب كلمة واحدة |
| hayatının bir macera olacağını biliyorum. | Open Subtitles | "أعلم أن حياتكِ ستكون مغامرة." |
| Sen... hayatının tehlikede olduğunu düşündün? | Open Subtitles | ظننتِ أن حياتكِ في خطر ؟ |