| Ama rahiplik çok sıkıntılıdır. Bir rahibin Karısı ise daha beter! | Open Subtitles | ولكنّ القسيس يكون رجل كئيب كما أن زوجته ستكون أسوأ منه |
| Dedi ki, Karısı öyle soğukmuş ki ne zaman onunla yatağa girse penguenleri kovması gerekiyormuş. | Open Subtitles | قال لي أن زوجته باردة جداً عندما يدخل الفراش معها عليه أن يطرد البطريق |
| karısının öldüğünü kimse bilmiyordu. Bizim de tek yapmamız gereken--... | Open Subtitles | لم يعرفوا أن زوجته ميتة وكل ما علينا فعله كان.. |
| karısının kendisini aldattığını sanmış ve kadını 38 defa bıçaklamış. | Open Subtitles | إعتقد أن زوجته كانت تخونه طعنها 38 مرة بسكينة مقوسة |
| Eski Eşinin, onun tüm parasını almak istediğini söyledi ve onu öldüreceğini söyledi. | Open Subtitles | و أن زوجته السابقةكانت تحاول الحصول على كل نقوده و أنه كان سيقتلها |
| Burada Nick Arden ilk Karısı Ellen'ın adada yalnız olmadığını öğreniyordu. | Open Subtitles | في هذا المشهد، يكتشف ـ نيك آرديين أن زوجته الأولى أليين لم تكن عالقة وحدها على تلك الجزيرة النائية |
| - Chapman'ın Karısı Tahoe'da. | Open Subtitles | ماذا أيضا؟ التاجر يقول أن زوجته الآن في تاهو |
| Susturmak için ona, asıl Karısı konusunda endişelenmesini söyledim. | Open Subtitles | لذا أخبرته أن زوجته هي مَن يجب القلق عليها، فقط كي أخرسه |
| 24 saat, bir adamı eski Karısı hamile kaldı diye cezalandırmak için yeterli bir süre. | Open Subtitles | يوم واحد يكفى لمعاقبة رجل لمجرد أن زوجته السابقة حملت |
| 24 saat, bir adamı eski Karısı hamile kaldı diye cezalandırmak için yeterli bir süre. | Open Subtitles | يوم واحد يكفى لمعاقبة رجل لمجرد أن زوجته السابقة حملت |
| İyi haber,o emekli oldu, çünkü eğer emekli olmasaymış, Karısı onun bacaklarını kıracakmış. | Open Subtitles | والشيئ الجيد أنه تقاعد لأنني سمعت أن زوجته ستكسر له قدماه إن لم يفعل ذلك |
| Lucky, karısının dengesiz ve tehlikeli olduğunu söylemişti ondan korkuyordu. | Open Subtitles | يا إلهي لقد قال لاكي أن زوجته خطرة وغير متزنة |
| karısının o otelde çalıştığını öğrenmek de çok zor olmadı. | Open Subtitles | وكان من السهل أيضا اكتشاف أن زوجته تعمل في الفندق |
| Bahse girerim o küçük çizgiler karısının eseridir. | Open Subtitles | أراهن أن زوجته هي من صنعت تلك الشرائط الصغيرة |
| Tefecinin sadece sadece adı geçiyor... ve karısının bu miktarı o kadar çabuk alması inanılır gibi değil. | Open Subtitles | الدائن بالكاد تم ذكره. لا يُصديق أن زوجته بهذه السرعة تحصل على التسوية. |
| Tefecinin sadece sadece adı geçiyor... ve karısının bu miktarı o kadar çabuk alması inanılır gibi değil. | Open Subtitles | الدائن بالكاد تم ذكره. لا يُصديق أن زوجته بهذه السرعة تحصل على التسوية. |
| Sanki karısının onu terk ettiğini bilmiyormuşum gibi çünkü bir çalışanı onu arkadan becermişti. | Open Subtitles | كما أنني لا أعرف أن زوجته هربت بعيداً عنه لأن أحد موظيفه كان يزغبه من شرجه |
| Diğer yarısına ise Eşinin sadık olduğunu ancak kocasının çok kıskanç olduğunu söyledik. | TED | وللنصف الآخر قمنا بإخبارهم أن زوجته وفية للغاية ولكن زوجها شديد الغيرة |
| Eşinin hastalığı onu çok meşgul ediyor olmalı. | Open Subtitles | بما أن زوجته مريضة فإنه لا يستطيع التفرغ لعمل أي شيء آخر |
| Dürüst olmam gerekirse, Eşinin fazla yaşayacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | لكي أكون صادقا، لا أظن أن زوجته ستعيش لفترة طويلة |
| Geary nin kişisel eşyalrının olduğu çanta. eşi buna çok seninecektir. | Open Subtitles | التي يضع أشياءه الشخصية بداخلها أعرف أن زوجته تودّ لو تحصل عليها |