| - Herneyse, bilmen gerektiğini düşündüm. Kendine iyi bak. - Teşekkürler. | Open Subtitles | على أيّة حال، اعتقدت فقط أن عليك أن تعرف، اعتني بنفسك. |
| - Herneyse, bilmen gerektiğini düşündüm. Pekala, bu kadar eğlence yeter. | Open Subtitles | على أيّة حال، اعتقدت فقط أن عليك أن تعرف، اعتني بنفسك. |
| Nişan hediyesi olan vazoyu alıp halanın gözlerine bakarak kırılması gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | أخذت هدية الخطوبة . قالت أن عليك كسرها أمام عمتك |
| Burada yapman gereken bir şey var. | Open Subtitles | لدى شىء هنا أعتقد أن عليك أن تتصرف بشأنه |
| Sanki fotoğrafı bilmek gerekiyor gibi. | Open Subtitles | ، أعتقد أن عليك معرفة الصورة لتتعرف على الفكرة |
| Senin hiç yapmak zorunda olduğun bir şey oldu mu? | Open Subtitles | هل رأيت شيئا من قبل وأدركت أن عليك أن تمتلكه؟ |
| Yüksek olanı istiyor. Bence artık gidip hazırlansan iyi olur. | Open Subtitles | إنه يريد الطريقة العلوية أعتقد أن عليك الذهاب وتجهيز الأمور |
| O zaman uyandırman gerekecek. | Open Subtitles | إذاً أعتقد أن عليك أن تذهب وتوقظه الآن .. أليس كذلك؟ |
| Bence kesinlikle bu adama birşeyler demek zorundasın. Onunla yüzleş. | Open Subtitles | أعتقد أن عليك التكلّم مع ذلك الرجل، واجهيه |
| Annen gibi senin de ahçı olman gerektiğini veya... ..bir şoförle evlenmeni istediğimi söylemiyorum. | Open Subtitles | لا أقول أن عليك أن تطبخي بمهارتها أو أن تتزوجي سائقا |
| Sana gitmen gerektiğini söylemiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرتك أن عليك الرحيل أنك سوف تدمر حياة الفتى |
| Önce karbüratörü sökmen gerektiğini zor yoldan böyle öğrenirsin. | Open Subtitles | تعلمتِ بالطريقة الأصعب أن عليك نزع المفحّم أولاً |
| şu müşiş esprilerin yüzünden bazen doktora gitmen gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | مضحك جداً الهراء الذي تقوله أحياناً أظن أن عليك الذهاب إلى طبيب |
| Ayrılman gerektiğini anlıyorum. Seni suçlu hissettirmekten daha önemli sorunlarım var. | Open Subtitles | أفهم أن عليك الرحيـل ، لديّ أمور أكبر أقلق بشأنهـا غير أن أشعرك بالذنب |
| Soba borunun etrafında sac olması gerektiğini söylememiştim. | Open Subtitles | ولم أخبرك أن عليك وضع صفيحة حديدية في مدخنتك |
| Bu konuyu düşündükçe tanışmanız gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | وأظنني كلما فكرّت فيه، أظن أن عليك لقاءه |
| Bilmen gereken bir şey var. Avery...oldukça saygındı. | Open Subtitles | أعتقد أن عليك أن تعرف أن أفيري كان مهذب جدا |
| Sana bunu söylemem konusunda emin değilim ama bilmen gerekiyor. | Open Subtitles | لا أدري إن كان عليّ إخبارك بهذا لكن أظن أن عليك أن تعرفي |
| Biliyorsun, o tür şeyler hakkında bana bir açıklama yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا أعتقد أن عليك أن تفسّر . نفسك بشأن أياً من هذا |
| Hemen odana gitsen iyi olur! | Open Subtitles | أن عليك التوجه مباشرة إلى غرفتك إنك أحياناً تقول أشياءاً تجعل عقلك يبدو صغيراً |
| Sanırım bir dahaki sefere daha çok uğraşman gerekecek. | Open Subtitles | أعتقد أن عليك أن تحاول أكثر جهداً فى المرة القادمة |
| Korkarım ki daha iyisini yapmak zorundasın, Doktor. | Open Subtitles | أخشى أن عليك تقديم عرض أفضل أيها الطبيب. |
| Yine de katlanman gerekir, çünkü para vermiş bir müşteridir. | Open Subtitles | وأعرف أن عليك أن تتقبل إهانته لأنه يدفع بسخاء |
| Yapma Jane. Bence ona izin vermelisin. | Open Subtitles | أوه ، هيا ، جين أعتقد أن عليك أن تسمح له. |