| Üretim araçlarının, çevreye tedarik zincirleri ve yeni alakalı DIY yapımcısı kültürü, daha büyük bir dağıtım yapay kıtlığı aşmak için umut olabilir. | TED | و توزيع اكبر لوسائل الإنتاج، سلاسل التوريد السليمة بيئيا ، و ثقافة جديدة لـ اصنع بنفسك يمكن أن نأمل في تجاوز الندرة المصطنعة. |
| Ondan birşeyler öğrenebileceğini umut etmek zorundayız. | Open Subtitles | يجب أن نأمل أن نحصل علي بعض المعلومات منها |
| Ülkenin bu kesiminde umduğumuz tek şey... | Open Subtitles | كل شيء يمكن لنا أن نأمل في في هذا الجزء من البلاد... |
| Bu işin arkasında kim varsa, umalım ki annem ve eşim onlardan uzaktadırlar. | Open Subtitles | من وراء ذلك، يجب أن نأمل أن زوجتي ووالدتي في مكان بعيد عنهم |
| Pekala, şimdi Ronon ve Yarbay Sheppard'ın kendi üzerlerine düşeni yaptığını umalım. | Open Subtitles | حسنا, الآن يجب أن نأمل أن العقيد شيبرد و رونن أكملوه جزئهم من المهمة |
| Ruhu şekillendiren gücü anlayabilmek için bir umudumuz olabilir mi? | Open Subtitles | أيمكننا أبداً أن نأمل فى فهم القوة التى تشكل أرواحنا؟ |
| Bu sezonun da, geçen sezon kadar heyecanlı olmasını umut ediyoruz. | Open Subtitles | لا يمكننا سوى أن نأمل أن يكون هذا الموسم على نفس مستوى إثارة الموسم الماضي |
| Yapabileceğimiz tek şey umut edip kendimizi saklamak. | Open Subtitles | كل ما نستطيعه هو أن نأمل في تغطية أنفسنا |
| Pekala, o kabloların çalıştığını umut etmemiz gerek. | Open Subtitles | حسناً, يجب أن نأمل أن تكون تلك الأسلاك بخير |
| Dönüşün için ne zaman umut besleyeceğimi dahi bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لم يعد حتى نعرف متى أنا يمكن أن نأمل في عودتك. |
| Umabileceğimiz en iyi durum, tek umut ışığı karşı tarafa geçtiğimizde, orada bekleyen tanıdık birkaç yüz bulacak olmamız. | Open Subtitles | ...أفضل شيء يمكننا أن نأمل فيه ..الشيء الوحيد الذي يمكن أن يكون جيداً هو أنه عندما نعبر من هذا |
| umalım ki zamanında bir karaciğer bulsun. | Open Subtitles | أن نأمل بأن تحصل على واحد في الوقت المناسب.. |
| umalım da geriye hâlâ kurtarabileceğimiz kadar bir şeyleri kalmıştır. | Open Subtitles | علينا أن نأمل بأن هناك لا يزال له ما يكفي من اليسار إلى إنقاذ. |
| O zaman bugün burada bizimle olmadığını umalım. | Open Subtitles | حسنا علينا أن نأمل أنها ليست معنا اليوم... أليس كذلك؟ |
| Sayın Başkanım, oturumun sonunda başarıya ulaşma umudumuz var mı? | Open Subtitles | بإنجاز ماذا نستطيع أن نأمل بنهاية الجلسة سيدي اللورد؟ |
| Şimdi tek umudumuz... bunlardan birinin süphelimiz olması. | Open Subtitles | يتوجب علينا الآن أن نأمل وحسب أن إحدى نتائج البحث تلك هو المُشتبه به الذي نُريد إيجاده فعلاً |