| Onları geride bırakamayız diyorum. | Open Subtitles | أنا أقول فقط أننا لا يجب أن نتركهم خلفنا |
| - Hayır, onları burada bırakamayız. Çok şey biliyorlar. | Open Subtitles | لا لا لا ، لا يمكننا أن نتركهم هنا إنهم يعرفون الكثير |
| Onları öylece bırakamayız. Orada öylece çürümeye bırakamayız. Ne yapmalıyız? | Open Subtitles | لا يمكننا أن نتركهم هنا حتى يتعفنوا وما المطلوب مننا أن نفعله؟ |
| - Tanrım. Bunu yanlarına bırakamayız. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نتركهم يفلتون بفعلتهم |
| Ben diyorum ki, bırakalım sadece ikisi kapışsın. Arkamıza yaslanır içkilerimizi içeriz, aramızda bahis falan yaparız, nasıl ama? | Open Subtitles | رأيّي، أن نتركهم يقاتلون بعضهم البعض بينما نستلقي ونشاهد مُحتسين الشراب، |
| Kesinlikle. Ben diyorum ki, bırakalım sadece ikisi kapışsın. | Open Subtitles | رأيّي، أن نتركهم يقاتلون بعضهم البعض بينما نستلقي ونشاهد مُحتسين الشراب، |
| Onları aşağıda, acıyla kıvranır halde bırakamayız. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نتركهم يتلوون ألما بأسفل |
| Şaka yapmıyorum. Onları öylece bırakamayız. | Open Subtitles | لستُ أمزح، لا يمكننا أن نتركهم. |
| -Onları burada bırakamayız. Burada olmaz. | Open Subtitles | -لا يمكننا أن نتركهم هنا ، ليس هنا |
| Burada bırakamayız! | Open Subtitles | لا نستطيع أن نتركهم هناك |
| Öylece bırakamayız onları. | Open Subtitles | لا يمكننا فقط أن نتركهم |
| - Onları burada bırakamayız, bu günah! | Open Subtitles | - لا نستطيع أن نتركهم. |
| - O'nu bırakamayız. - O seninle, benimle değil. | Open Subtitles | -لا يمكننا أن نتركهم |
| Onları orada bırakamayız. | Open Subtitles | لا يمكن أن نتركهم هناك. هيا! |
| Onları bırakamayız. | Open Subtitles | لا نستطيع أن نتركهم! |
| Onları sağ bırakamayız. | Open Subtitles | -لا ينبغي أن نتركهم أحياء . |