| Bunu da Konuşmalıyız. - Hadi, konuşalım. | Open Subtitles | ـ نستطيع أن نتكلم عن ذلك أيضا ً ـ لنتكلم عن ذلك |
| Bir şeyler yapmadan önce belki de biraz Konuşmalıyız. | Open Subtitles | قبل أن نقدم على أي شيء، ربما علينا أن نتكلم. |
| Bir ara gerçekten yalnız kalabilirsek aramızda gerçekten ne oldu, konuşabiliriz belki. | Open Subtitles | أتعرفين إذا كنا بمفردنا من الممكن أن نتكلم عن ماذا حدث بيننا |
| Mark, hiç sorun değil. konuşabiliriz. | Open Subtitles | كل شيء على ما يرام يا مارك يمكننا أن نتكلم |
| Belki sana bir iş verebilirim. Bunu yarın konuşuruz. | Open Subtitles | , قد أكون قادر على إعطائكم عمل يمكننا أن نتكلم عنه غداً |
| - Biraz konuşabilir miyiz? - Bu senin partin. | Open Subtitles | هل من الممكن أن نتكلم لثانية واحدة إنها حفلتك |
| Bu konuyu başka zaman konuşsak da yıl dönümümüzün tadını çıkarsak olmaz mı? | Open Subtitles | أيمكننا أن نتكلم عن هذا في وقت آخر و نستمتع بعشاء ذكرى علاقتنا؟ |
| Biz bir aileyiz ve bu tarz şeyleri Konuşmamız gerekir. | Open Subtitles | أننا عائلة, يجب ان نستطيع أن نتكلم حول هذه الاشياء |
| Efendim, öncesinde sonuçları Konuşmalıyız. | Open Subtitles | سيدي قبل أن تفعل ذلك يجب أن نتكلم عن العواقب |
| Belki de Edward Walker ile beraber Konuşmalıyız, belki o.... | Open Subtitles | ربما يجب أن نتكلم مع إدوارد واكر سوية هو قد يكون |
| Bak, bana yardım edenlerin yaralanmaları hakkında Konuşmalıyız. | Open Subtitles | اسمع, يجب أن نتكلم بشأن كل تلك الأضرار المصاحبة لهذا |
| Sevgili Bayan Dashwood, belki o konuyu şimdi konuşabiliriz. | Open Subtitles | يا عزيزتي آنسه داشوود، ربما الآن يمكننا أن نتكلم عن موضوعنا |
| Eğer beni Madrid'e götürürsen, yolda konuşabiliriz. | Open Subtitles | ، إذا أخذتنى إلى مدريد . يمكننا أن نتكلم فى الطريق |
| Dinlen, Varna. Sonra konuşuruz. | Open Subtitles | إستريحي يافارنا يمكننا أن نتكلم فيما بعد |
| Eğer beni Madrid'e geri götürürsen, yolda konuşuruz. | Open Subtitles | ، إذا أخذتنى إلى مدريد . يمكننا أن نتكلم فى الطريق |
| Ve eğer ondan sonra hala memnun kalmazsanız... o zaman yine toplanır konuşuruz. | Open Subtitles | وإذا بعد ذلك ما زلت لست سعيداً ثمّ نحن يمكن أن نتكلم جميعاً ثانية |
| Biraz konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | هل لديكِ مانع أن نتكلم مع بعضنا قليلاً؟ |
| Biraz konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | هل لديكِ مانع أن نتكلم مع بعضنا قليلاً؟ |
| Hiç sanmıyorum. Dışarda konuşsak daha iyi olur. | Open Subtitles | لا أعتقد ذلك أظن أنه من الأفضل أن نتكلم في الخارج هنا |
| Hayır, bu şu anda Konuşmamız gereken bir konu değil. | Open Subtitles | لا انه ليس موضوع من المناسب أن نتكلم به الان |
| Artık sadece baseball konuşmayı bırakıp gerçekleri konuşmaya başlayalım! | Open Subtitles | علينا أن نبدء أن نتكلم عن أشياء أخرى ليس فقط البيسبول |