Ama bence durmalıyız ve Duralım da kendi kalplerimizin ve hayatlarımızın içine bakıp orada ne bulduğumuzu görelim. | Open Subtitles | ولكن علينا أن نتوقف قليلاُ الآن لنفكر بإمعان ولننظر إلى قلوبنا وحياتنا ولنرى ماذا سنجد |
Biz pisikiatrtist bulmak için bir yerde durmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نتوقف ونبحث عن طبيب نفساني لأنك تقودني إلى الجنون |
Eve varmadan önce durup bir şeyler atıştırmak ister misin? | Open Subtitles | هل تريدين أن نتوقف لشراء شيء قبل أن نصل للمنزل؟ |
Bu yüzden, artık bu şekilde konuşmaya bir son vermeliyiz. | Open Subtitles | ولهذا السبب يجب أن نتوقف هنا والآن عن الحديث هكذا |
Çünkü Durmamız gerekiyor, birşeyler yapmamız gerekiyor birleşmeliyiz -- genç bir insan olarak benim kafamı karıştıran politika ve dinden ayrılmamız gerekiyor. | TED | لأنه يجب علينا أن نتوقف, علينا أن نفعل شيئا يجعلنا نتحد بعيدا عن كل السياسات والأديان والتي تحيرني كشاب |
- Belki atıştırmak için durabiliriz. - Hayır, o bütçede değil. | Open Subtitles | ربما يمكننا أن نتوقف من أجل وجبة سريعة لا , هذا الأمر ليس موجود في الميزانية |
Elim sende oynamayı bırakmalıyız. O gezegende Yıldız Geçidi var mı? | Open Subtitles | يجب أن نتوقف عن ملاحقتهم، أتوجد بوابة نجمية على هذا الكوكب؟ |
Yolda güzel bir yerlerde mola veririz. | Open Subtitles | وبإمكاننا أن نتوقف بمكان مميز في طريق عودتنا |
Koruma altına dönmeden senin evinin oralarda durmalıyız ve yıkanmalıyım. | Open Subtitles | يمكن أن نتوقف عند بيتك وأنا من الممكن أن أغتسل قبل أن نعود إلى الحجز |
Bu senin için problemse şimdi durmalıyız. | Open Subtitles | إن كانت ستسبب مشكلة بالنسبة لك، فعلينا أن نتوقف الآن |
- Her şekilde durmalıyız. - Belki yiyecek bir şeyler vardır. | Open Subtitles | ينبغي أن نتوقف علي أية حال محتمل وجود طعام |
AA: Burada durup bunun ne anlama geldiğini düşünmeye değer bir şey. | TED | أدامز : إنه يستحق أن نتوقف هنا لنفكر ماذا يعني هذا |
Bizi olduğumuz yere getirdi, ama artık buna bir son vermeliyiz. | TED | أوصلتنا إلى حيث نحن الآن، لكن علينا أن نتوقف. |
Yemek ve su için orada Durmamız gerekecek. | Open Subtitles | عندما نصل هناك سيكون علينا أن نتوقف من أجل المياة و الطعام |
Tamam. Artık durabiliriz. Şimdi seks gongunu çalma zamanı. | Open Subtitles | حسن يمكننا أن نتوقف هنا حان وقت قرع جرس الأوقات الحميمة |
Belki de işlerimizi yapması için başka insanlar kiralamayı bırakmalıyız. | Open Subtitles | ربما يجب علينا أن نتوقف عن إستئجار أشخاص للقيام بعملنا. |
En azından Venedik'te mola veririz umuyorum. | Open Subtitles | أتمنى أن نتوقف في فينيسيا، على الأقل؟ |
Tam tornistan. - Tam tornistan, Kaptan. | Open Subtitles | يجب أن نتوقف - يجب أن نتوقف ، أيها الكابتن - |
Uyku. Ama önce duracağız ve son bir içki içeceğiz. | Open Subtitles | و لكن قبل أن ننام لابد أن نتوقف لتناول شراب أخير |
Belki de dünyayı kurtarmaya çalışan erkeklere aşık olmayı kesmeliyiz. | Open Subtitles | ربما يجب أن نتوقف عن حب رجالاً تحاول إنقاذ العالم |
Ve sen buna son vermek istiyorsun? | Open Subtitles | إذاً تريدين أن نتوقف ؟ بسبب هذا الشاب الجديد ؟ |
Yemekten önce matbaaya uğramalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نتوقف عند المطبعة ونحن في طريقنا للعشاء |
Bilmiyorum ama bildiğim bir şey var o da beraber çalışmayı bırakmamız gerektiği. | Open Subtitles | لا أعلم. ولكن ما أعرفه أنّنا يجب أن نتوقف عن العمل معاً، لأنني... |