| İplerden kurtulduğuma göre, bu gemiden kurtulmanın bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | أنا حر أخيرا لابد أن نجد طريقة للخروج من السفينة |
| - Durdurmanın bir yolunu bulmalıyız. - Silahın yerini bilmiyorum. | Open Subtitles | يجب أن نجد طريقة لنوقفه أنا لا أعلم مكان السلاح |
| Yardım etmenin bir yolunu bulmalıyız. Atladığımız bir efsane olmalı. | Open Subtitles | ، علينا أن نجد طريقة لمساعدتها ربما هناك أسطورة نفتقدها |
| İşbirliği yapmak için bir yol bulmalıyız dış politika... aşılması güç engellerle dolu. | Open Subtitles | يجب أن نجد طريقة للتعاون.. بينما ندرك أن السياسة الخارجية لا تدار بالوكالة |
| Kevin, bu arıları hâlletmek için daha etkin bir yol bulmalıyız. | Open Subtitles | كيفن ، نريد أن نجد طريقة أكثر فعالية للتحاليل على الاشواك |
| İşimize yatırabilmek için daha fazla para kazanmanın bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | انظري ،عليّنا أن نجد طريقة لكسب مال أكثر لنضعة فى المشروع |
| Ve günümüzde yaşayan kuşağa bir nesil misyonu yüklemenin bir yolunu bulmalıyız. | TED | ويجب أن نجد طريقة لنخلق في الجيل الذي يعيش بيننا اليوم، شعور بالمهمة الجيلية |
| Bavulları istasyona götürmenin bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | كان يتعين علينا أن نجد طريقة لإيصال تلك الحقائب إلى محطة القطار؟ |
| Bu şeyleri çıkarmanın bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نجد طريقة ما للتخلص من هذه الأشياء |
| New York gitmenin bir yolunu bulmalıyız Chris'i tekrar izci yapmanın. | Open Subtitles | علينا أن نجد طريقة للوصول إلى نيويورك ونعيد كريس مجددا إلى الكشافة |
| Komisyonun yapamadığını gerçekleştirerek anlaşmanın bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نجد طريقة للتعاون.. بينما ندرك أن السياسة الخارجية لا تدار بالوكالة |
| İlk önce prensten kurtulmanın bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | أولا يجب علينا أن نجد طريقة للتخلص من الأمير. |
| Peki. Şimdi bu muhafızları geçmenin bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | حسنا , نحن علينا أن نجد طريقة للمرور بين هؤلاء الحراس. |
| Hayır. Ama onu konuşturmanın bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | لا ، و لكن علينا أن نجد طريقة لنجعلها تفعل ذلك |
| Çocukla bir kez konuştum, onunla biraz yalnız vakit geçirmenin bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | لقد قابلت الطفل مرة واحدة فقط لذا أظن من المهم أن نجد طريقة لقضاء بعض الوقت معه بشكل منفرد |
| Öyleyse bunları satmanın bir yolunu bulmalıyız galiba. | Open Subtitles | لذا أعتقد أننا يجب أن نجد. طريقة للتخلّص من هذا |
| Fakat sende potansiyel var, karizmanı geliştirecek bir yol bulmalıyız. | Open Subtitles | و لكن لديك امتياز لذلك علينا أن نجد طريقة لكي نظهرك |
| Fakat sende potansiyel var, karizmanı geliştirecek bir yol bulmalıyız. | Open Subtitles | و لكن لديك امتياز لذلك علينا أن نجد طريقة لكي نظهرك |
| Bu kabadayılara hasta oluyorum. Onları durdurabilecek bir yol bulmalıyız. | Open Subtitles | سئمت من هؤلاء المتنمرين، يجب أن نجد طريقة لإيقافهم |
| Hayır, Sen vanquishing iksir yapmak mümkün olacaksın sadece en kısa sürede size iyileşmek için bir yol anlamaya gibi. | Open Subtitles | لا ، لن تستطيعي أن تصنعي جرعة القهر فقط إلى حين أن نجد طريقة لنشفيك |
| Çünkü bunu çözmeksek, birbirimize yeniden güvenmenin yolunu bulmamız gerekecek. | Open Subtitles | ،لأنّه إن أردنا نجاح هذا يجب أن نجد طريقة لنثق ببعضنا البعض |
| Ama ona okuma ve matematiğin ana becerilerini öğretirken bu büyük duygulara yardım etmenin bir yolunu bulmak zorundaydık. | TED | لكن لا يزال علينا أن نجد طريقة لمساعدته في هذه الانفعالات الكبيرة بينما نعلمه المهارات الأساسية للقراءة والحساب. |