| Ona şu dönen şeylerden almalıyız. | Open Subtitles | ربما ينبغي لنا أن نحضر لها واحد من تلك العجلات |
| Tamam, iyi. Gidiyoruz. Ama önce Ashley'i almalıyız. | Open Subtitles | حسناً , سوف نغادر ولكن يجب أن نحضر آشلى أولاً |
| Sana yara bandı veya merhem gibi bir şey almalıyız. | Open Subtitles | هل تريد أن نحضر لك بعض الضمادات أو الكريم أو شىء ما؟ |
| Belki de şu BMW'lerden bir avukat çağırmalıyız. | Open Subtitles | ربما يجب أن نحضر محامياً من شركة بي إم دبليو |
| Kafamdaki suydu; onu almak için Kızılderilileri bataklığa götür. | Open Subtitles | لقد كانت الفكرة أن نحضر الهنود الحمر لسحبها من المستنقعات |
| Jen, erkek kıyafetleri de alırız. Her şey güzel olacak. | Open Subtitles | جين, يمكننا أن نحضر ملابس أولاد سيكون الأمر على مايرام |
| Birkaç köpek getirelim buraya. | Open Subtitles | يجب أن نلقي نظرة على تلك الأدلة. من الأفضل أن نحضر بعض الكلاب إلى هنا. |
| Şu pastadan çıkan kızlardan bulmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نحضر واحدة من تلك الفتيات اللواتي يقفزن خارجا من الكعكات |
| - İşe yaradı. İstediğimiz kişileri geri getirebiliriz. Yani, annemi babamı. | Open Subtitles | نظرياً يمكننا أن نحضر من نريد أقصد مثل أمي وأبي |
| Sana chili soslu patates kızartması da getirmeliyiz. | Open Subtitles | مممم , ينبغي أن نحضر لك البطاطس الحارة |
| Bu sana yeni kıyafetler almalıyız demek. | Open Subtitles | هذا معناه أننا يجب أن نحضر لك ملابس جديدة |
| Belki de balık yerine sarılabileceği bir hayvan almalıyız. | Open Subtitles | ربما يتوجبُ علينا أن نحضر لها حيواناً أليفاً ألطفُ من السمكة |
| Çabucak o anahtarı almalıyız. - Evet, evet. Anahtar, anahtar. | Open Subtitles | يجب أن نحضر المفتاح بسرعة - نعم المفتاح - |
| Biraz yiyecek almalıyız. | Open Subtitles | من الأفضل أن نحضر لنا بعض الطعام |
| Lanet silahları almalıyız, yoksa öldük demektir. | Open Subtitles | يجب أن نحضر البنادق اللعينة والا سنموت |
| Annene teşekkür etmek için buradan bir şey almalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نحضر شيء لوالدتك حتى تقول شكرا |
| - Süs eşyası gibi bir şey mi almalıyız? - İşte şimdi konuya girdin. | Open Subtitles | هل يجب أن نحضر زينة أو ما شابه؟ |
| Galiba bir an önce polisi çağırmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نحضر الشرطة إلى هنا حالاً |
| Çilingir çağırmalıyız. Zaman yok! | Open Subtitles | يجب أن نحضر أخصائي بالأقفال |
| Tamam, malzemeyi almak için çok nerede gerekiyor? | Open Subtitles | حسناً ، من أين يفترض بنا أن نحضر المحتويات ؟ |
| Benimle eve dön, birlikte büyük bir pizza alırız. | Open Subtitles | تعالي معي للمنزل و يمكننا أن نحضر بيتزا كبيرة ثانية |
| Pekâlâ, o zaman seninle beraber köpeğe mama getirelim. | Open Subtitles | حسناً.. دعنا أنا وأنت أن نحضر إلى هذا الكلب بعض العشاء. |
| Belki de başka bir köşe yazarı bulmalıyız. | Open Subtitles | ربما يتوجب علينا أن نحضر كاتب عمود آخر، |
| Bu kızı yakaladığımız için Şaman Jang'ı buraya getirebiliriz. | Open Subtitles | إن أمسكنا بتلك الطفلة، يمكننا أن نحضر الشامان جانغ إلى هنا |
| Sonraki toplantıya sakat olanı da getirmeliyiz. | Open Subtitles | علينا أن نحضر مقعدا الى الاجتماع القادم |