| Buna ek olarak sorunlu bireylere de odaklanmalıyız. | TED | علينا أيضًا أن نركز على هؤلاء الأشخاص الساخنين. |
| Güvenliği doğru algılayabilmek için uzun döneme odaklanmalıyız. | TED | لكي نفلح، ونحصل على الأمن يجب أن نركز على المدى البعيد. |
| Onun yerine, bilginin suistimaline karşı haklarımızı ve yasal yolları korumaya odaklanmalıyız. | TED | بدلاً من ذلك، يجب أن نركز على ضمان الحقوق والإصلاحات ضد إساءة استخدام معلوماتنا. |
| Buraya biraz daha odaklanabilir miyiz? | Open Subtitles | حسناً، هنالك أول مرةٍ لكل شيء هل لنا أن نركز قليلاً هنا؟ |
| Yoksa eşitlik üzerinde odaklanmak ve sıradanlığı kabul etmek mi istiyoruz? | TED | أو هل علينا أن نركز على الإنصاف ونقبل بالرداءة؟ |
| Evet, ama biz yine de sana bu numarayı kim verdi olayına odaklanalım. | Open Subtitles | أجل ، لكن من المهم أن نركز في قضية من أعطاك هذا الرقم |
| Annenin ve benim geleceğe odaklanmamız gerekiyor, geçmişe değil. | Open Subtitles | انا وأمك يجب أن نركز على المستقبل وننسى الماضي |
| Bu haritanın hangi çizgilerine odaklanmalıyız? | TED | أية خطوط على الخريطة لابد لنا أن نركز عليها ؟ |
| Nerede, ne ve kime odaklanmalıyız. | TED | لا بد أن نركز على أجوبة الأسئلة: أين، كيف ومن. |
| Bence elimizdeki soruna odaklanmalıyız. | Open Subtitles | أعتقد أننا يجب أن نركز علي المشكلة المطروحة |
| Belki de emaneti bulma konusuna odaklanmalıyız. | Open Subtitles | ربما ينبغي أن نركز على العثور على بقايا. |
| Mümkün olduğunca çok insanı geri getirmeye odaklanmalıyız, efendim. | Open Subtitles | يجب علينا أن نركز في إستعادة أكبر عدد من رجالنا بالخارج , سيدي |
| Duruma odaklanmalıyız. Tehdit henüz yokedilmedi. | Open Subtitles | يجب أن نركز على الوضع التهديد لم يتم إنهائه بعد |
| Hepimizi yok etmeden önce, daha büyük bir tehdide, çoğalıcılara odaklanmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نركز على التهديد الاكبر,المستنسخين قبل أن يدمرونا جميعاً |
| Şu anda hedefimiz aynı ve ona odaklanmalıyız. | Open Subtitles | نحن الأن أمام هذه الإتفاقية يجب أن نركز عليها |
| Şimdi yapacağımız şeye, yani bu geçidi aşmaya odaklanmalıyız. | Open Subtitles | ، يجب أن نركز على ما نفعله الآن و هو عبور الطريق |
| Koma ve ateşe odaklanmalıyız. | Open Subtitles | أعتقد أنه يجب أن نركز على الغيبوية و الحمى |
| -Yapmamız gerek elimizdekilere odaklanmak. | Open Subtitles | ما علينا القيام به هو أن نركز على ما هو موجود لدينا |
| Böbrek atardamarını kontrol altında tutmaya odaklanalım. | Open Subtitles | علينا أن نركز على التحكم بالشريان الكلوي |
| Bu proje ise, şehirlerin küresel bir piyasanın bir parçası olduklarını anladı. Ve büyümemiz, refah sağlayabilmemiz ve şehire taşınmaları beklenen insanları çekmemiz için, yaşam kalitesine ve altyapımızın etkin bir şekilde çalışmasına odaklanmamız gerekiyor. | TED | أقرّت الخطة بأن المدن هي جزء من السوق العالمية واذا كنّا نرغب بمتابعة النمو والازدهار ولجذب المليون شخص المتوقع انتقالهم الى هنا علينا أن نركز على نوعية الحياة وفعالية بنيتنا التحتية |