| bu adam belli ki deli. Güvenliği arayacağım. | Open Subtitles | من الواضح أن هذا الشخص مختل، سأتصل بالأمن |
| bu adam Arkansas'a bile gidebilir. | Open Subtitles | أقصد أن هذا الشخص قد يكون ذاهب الى أركاناس |
| Hayal mi gördüm yoksa o adam senin bir pornoda oynadığını mı ima ediyordu? | Open Subtitles | هل أنا أهلوس؟ أم أن هذا الشخص يعتقد أنك كنت فى فيلم إباحى؟ |
| Bu adamın 12 yaşında olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا يُمكنني التصديق أن هذا الشخص في سن الـ12. |
| Bence, bu kişi muhtemelen normal biri değil. | Open Subtitles | فى رأيى أن هذا الشخص أياً كان ليس فى حالة عقلية سليمة |
| Bu, kişinin yüksek bir şiddet riski olduğunu ve yargıcın dikkatli olması gerektiğini belirtir. | TED | و ما يخبرنا به ذلك هو أن هذا الشخص لديه مستوى مرتفع من العنف أن يجب على القاضي التدقيق فيه. |
| Keşke büyümek istediğimi anlasalar da gökyüzü meselesini bir unutsalar. | Open Subtitles | لكنهم سينسون أمر السماء# عندما يدركون أن هذا الشخص سيحاول أن# يتعلم الطيران أو يصدم الأرض# |
| Sence bu adam başkalarını taklit mi ediyor? | Open Subtitles | إذن, هل تظنين أن هذا الشخص مقُلد لعمل تاريخى؟ |
| Bak söylüyorum, bu adam öbür kadınları öldürmedi. | Open Subtitles | مع طبيبة أسنان في مكان عمله أؤكد لك أن هذا الشخص لم يقتل النساء الأخريات |
| Yemin ederim, bu adam bu sabah benden daha kötü hisseden tek kişiydi. | Open Subtitles | أقسم أن هذا الشخص هو الوحيد هنا الذي لديه إحساس أسوأ مني هذا الصباح |
| bu adam eğer hâlâ yoldaysa, buluruz. | Open Subtitles | لو أن هذا الشخص لازال بالطريق، فسيمكننا العثور عليه |
| O zaman bu adam da günlük yazan Anne Frank gibi, tamam mı? | Open Subtitles | أعتقد أن هذا الشخص يشبه آن فرانك التى كتبت مذكراتها |
| Biliyorsun Meg, bu adam burada yıllardır boş boş oturuyor... ve şimdi anladım ki o rüşvetçi piçin teki. | Open Subtitles | أنتي تعلمين .. يا ميج أن هذا الشخص لا يهتم بشيء منذ أن حظي بمنصبه حتى الآن لقد طفح الكيل |
| Ya o adam kötü bir aileden çıkarsa, seni kaçırırsa? | Open Subtitles | ماذا لو تبين أن هذا الشخص من عائلة سيئة و يقوم بإختطافك |
| Bence o adam bunca yıldır kadının onu koruduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | كنت أظن أن هذا الشخص لا يعرف ذلك حتى أنها حمته طيلة هذه السنوات |
| Kamyoncu Bu adamın bir ambulanstan uçtuğunu söyledi. | Open Subtitles | السائق قال أن هذا الشخص أتىمندفعاًمن سيارةإسعاف. |
| Baba, Bu adamın yaptığı işi bildiğinden emin misin? | Open Subtitles | أبي، هل أنت متأكد أن هذا الشخص يعلم ما يفعل؟ |
| Biliyorum ki, bu kişi şehrimizdeki bir çok insan gibi bir hayale kapılmış olabilir. | Open Subtitles | أنا أعلم أن هذا الشخص يشغل بال كثير من مواطني مدينتنا |
| Fakat Bu kişinin bir akıl hastalığından acı çektiği çok açıktı. | TED | ولكن كان واضحاً أن هذا الشخص يعاني من اضطرابات عقلية. |
| Keşke büyümek istediğimi anlasalar da gökyüzü meselesini bir unutsalar. | Open Subtitles | لكنهم سينسون أمر السماء# عندما يدركون أن هذا الشخص سيحاول أن# يتعلم الطيران أو يصدم الأرض# |
| Sen bana bu herifin uçakta olduğunu söylemedin mi? | Open Subtitles | لقد أخبرتنى أن هذا الشخص سيكون على الطائرة |