| Yani açıkça bu iki gezegen aynı maddelerle tohumlanmış olabilir. | TED | إذًا فمن الواضح أن هذين الكوكبين ربما تم خلقهما من نفس المادة. |
| Eğer, kolunuzu dik tutarak ve düz bir uçla çok dikkatli çizerseniz, göreceksiniz ki bu iki şekil tamamıyla aynı. | TED | و إذا قمت بالقياس، بحذر و دقه شديدين، و بيد ثابته ، و حواف مستقيمه سترى أن هذين الشكلين هما نفس الشكل تماما. |
| Temel nedenler sanıyorum bu iki mesele olmalı. | TED | فأعتقد أن هذين الشأنين هما السببان الرئيسيان. |
| bu ikisi de seni daha önce hiç durdurmadı, elbette. | Open Subtitles | لا يعني هذا أن هذين السببين منعاك من قبل |
| Bu ikisinin dolandırıcı olduğunu söylemek için aradım. | Open Subtitles | مساء الخير، اتصلت لأقول أن هذين الاثنين محتالان |
| Eğer keskin nişancılar beni farketselerdi, ...saniyede kurşunu kafama sıkarlardı. | Open Subtitles | لو أن هذين القتلة كانا قد أمسكا بي لكانا وضعا رصاصة في قلبي وهو ينبض |
| Bana göğüsler sütçülüğe başlayacak gibi geldi. | Open Subtitles | يبدو لي أن هذين الجروين سيقومان بإنتاج الحليب |
| Ne düşündüğünüzü biliyorum ama inanın bana bu iki olayın birbiriyle bağlantısı yok. | TED | و أعلم فما تفكرون، ولكن صدقوني عندما أقول أن هذين الحدثين غير مرتبطان البتة. |
| Geçen yıl sonunda kanıtlar yayınladık, bu iki şey aslında birlikte meydana gelmiyor, belirgin şekilde birbiriyle ilgili. | TED | وفي العام الماضي، نشرنا أخيرًا دليلًا على أن هذين الأمرين ليسا متلازمين ببساطة، بل هما مترابطان إلى حدٍّ كبير. |
| bu iki kanat güç konusunda eşit olmadığı sürece, kuş uçamaz." | TED | فطالما أن هذين الجناحين غير متكافئين في القوة، فالطيرُ لن يطير." |
| Sonra anladım ki bu iki insan birleşen Kuzey ve Güney Vietnam'dı. | Open Subtitles | عندها أدركتُ أن هذين الشخصين كانا فيتنام الشمالية والجنوبية |
| bu iki beyefendinin elmalı çörek kadar Amerikalı olduğunu göreceksiniz. | Open Subtitles | ستجدون أن هذين السيدين أمريكيين كفطيرة التفاح. |
| "İtiraf ve kabul edelim ki bu iki çizgimiz bir yerde birleşebilir." | Open Subtitles | يمكن لنا من خلالها أن نقر ونبرهن أن هذين الخطين يتقاطعان هناك حقا |
| -Maç? Ben bu iki adamın ringden kaçıp bahisleri yatıracağını sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت أن هذين سيسقطان الخاتم وسيذهبان للتجول |
| Yeminle bu ikisi günün birinde dünyalar tatlısı bir çift olacaklar. | Open Subtitles | أقسم أن هذين سيصبحان ألطف ثنائي ذات يوم. |
| Bu, Pleiades için Babil sembolü anlamı da... bu ikisi de | Open Subtitles | هذا هو الرمز البابلي الذي يمثل الثريا ..والذي يعني أن هذين الإثنين |
| Dinle, bu ikisinin geri dönmediğini farketmeleri an meselesi. | Open Subtitles | أصغي إلي إنها مسألة وقت فقط قبل أن يدركوا أن هذين الاثنين لن يعودوا |
| Bu ikisinin sonsuza kadar beraber olacaklarını bir kez daha teyit eden bir sahneye şahit oldum. | Open Subtitles | ثم شهدت إحدى تلك اللحظات التي جعلتني أعرف في قلبي أن هذين الاثنين سيبقيان معاً إلى الأبد |
| Eğer keskin nişancılar beni farketselerdi, ...saniyede kurşunu kafama sıkarlardı. | Open Subtitles | لو أن هذين القتلة كانا قد أمسكا بي لكانا وضعا رصاصة في قلبي وهو ينبض |
| Bana göğüsler sütçülüğe başlayacak gibi geldi. | Open Subtitles | يبدو لي أن هذين الجروين سيقومان بإنتاج الحليب |