"أن يأخذها" - Translation from Arabic to Turkish

    • Onu
        
    Bakalım, yaklaşık üç hafta boyunca birbirlerini görmeye oldum, bu itfaiyeci olmasa da ve birisi, benim kim, demeyeceğim, kaçınarak Onu alma Sonraki adım. Open Subtitles فلنرى ، أصبحوا يتواعدون منذ ثلاثة أسابيع و شخص ما ، لن أقول من هو عدا أنه ليس الإطفائي يتجنب أن يأخذها للمرحلة التالية
    - Birisinin Onu almasını istemiyorum. - Kımıldama. Open Subtitles أنا لا أريد أي شخص أن يأخذها منى لا تتحرك
    İş, Onu güvenli bir eve götürüp daha sonra da Federallere teslim etmekten ibaretti. Open Subtitles كانت المهمة أن يأخذها إلى المنزل الآمن ويسلمها إلى الفيدراليين
    Onu alması yetmiyor. Kurbanın da alınmayı istemesi önemli. Open Subtitles وليس كافيا ً له أن يأخذها بل يجب أن تريد هي الآخري أن تؤخذ
    Onu eski tavan arasına götürmelisin. Open Subtitles يجب أن يأخذها إلى دور علوي بلادي القديمة.
    Eğer biri içeri dalıp Onu almak isterse bunun böyle bilinmesini istiyorum. Open Subtitles أريد أن يكون هذا واضحا فى حالة أتى شخص و حاول أن يأخذها.
    Ve Govinda'nın Onu postaya vermesi gerekiyor. Open Subtitles و غوفيندا يجب أن يأخذها إلى مكتب البريد قريبآ
    Bir gün, o adam annenle tanıştı ve Onu buradan götürmeye çalıştı. Open Subtitles فى يوما ما قابلت شاب وحاول أن يأخذها بعيدا
    Dedeme koruyacağıma dair söz verdim. - Onu kimse benden alamaz. Open Subtitles و لقد وعدت جدي بأننى سأبقيها فى . مأمن و لن أسمح لأحد أن يأخذها منى
    Haftasonunu beraber geçirmek için Onu alacakmış. Open Subtitles كان يفترض أن يأخذها معه لعطلة نهاية الأسبوع
    Şeref insanın içindedir kimse Onu senden alamaz. Open Subtitles الكرامه هي داخل الذات لا يمكن لأي أحد أن يأخذها منكٍ
    Ancak Balapanın tilkiyi yakalaması için Berik Onu çok yükseğe çıkarmalı. Open Subtitles ولكن لكي تمُسك بالابان بالنسر, على بيرك أولا ً أن يأخذها الى أرضٍ عالية
    Kocasından korkuyormuş ama kimse Onu ciddiye almamış. Open Subtitles إنّها خائفة منه، ولكن لا تستطيع جعل أيّ شخص أن يأخذها على محمل الجديّة.
    Evcil hayvan olayı ise; başıboş gezen bir hayvan bulduğum ve Onu birisinin alması için temiz tutmam gerektiğindendi. Open Subtitles وذلك كان بسبب أننّي وجدت تائهة ، فأخذتها ونضفتها قبل أن يأخذها أي أحد
    Aramaktan bir şey çıkmayacak. Onu nereye götürebileceğini bulmalıyız. Open Subtitles لقد إختفي الأثر بالفعل، علينا معرفة إلي أين يمكن أن يأخذها
    Onu neden böyle koparıp almak istediğini anlamıyorum. Open Subtitles لا أعلم لماذا عليه أن يأخذها إلى مكان بعيد
    Onu hemen uçağa getirebilmen için, tüm detayları kafasına sok. Open Subtitles أخبر رئيس مرافقيها أن يأخذها إلى الطائرة الآن
    Burada Onu kaçırabilecek olan biri varsa o da sensin. Odaya başka kimse girmemiş. Open Subtitles لو استطاع أحد أن يأخذها فسيكون ذلك الشخص هو أنتِ, لأنه لايوجد أحد بداخل الغرفة غيرك
    Üvey babamın Onu bir nöroloğa götürmesi gerekiyordu ama yayıncısıyla bir toplantıda takılı kalmış. Open Subtitles زوج أبي مفترض أن يأخذها لرؤية طبيب الأعصاب لكنه عالق في إجتماع مع الناشر الأدبي
    Yazık, Onu Maymun'a verdim bile. Open Subtitles كان سيئا بالفعل أن يأخذها القرد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more