"أن يتحدث" - Translation from Arabic to Turkish

    • konuşmak istiyor
        
    • konuşmasını
        
    • konuşmuyor
        
    • konuşabilir
        
    • konuşmasına
        
    • konuşur
        
    • konuşma
        
    • konuşamaz
        
    • konuşmayı
        
    • konuşmalı
        
    • konuşmadan
        
    • konuşmamalı
        
    • konuşması gerek
        
    • konuşmak zorundaydı
        
    • konuşmayacaktı
        
    Ön kapıya zenci bir çocuk geldi, sizinle konuşmak istiyor. Open Subtitles هنالك صبي زنجي في الباب الأمامي يطلب أن يتحدث إليك
    Efendim ile kim konuşmak istiyor ise.. ..önce benimle konuşmalı. Open Subtitles أي أحد يرغب بالتحدث لسيدي يجب أن يتحدث إلي أولاً
    Seninle konuşmasını istedim. Tanık olarak çağrılabilirsin. Open Subtitles أريده أن يتحدث معكِ قد يتم أستدعائكِ كشاهدة
    Oğlun hapiste. Bırak seni görmeyi, seninle konuşmuyor bile. Open Subtitles لا يريد أن يتحدث إليك بعد الآن ولا يريد رؤيتك
    Belki Simon bu konu hakkında babanızla konuşabilir. Open Subtitles ربما يستطيع سايمون أن يتحدث إليه بالأمر.
    Bu ses kutusu dışında kimsenin benim adıma konuşmasına ihtiyacım yok. Open Subtitles لا أريد أن يتحدث أحداً نيابة عني، باستثناء هذا الصندوق الناطق
    Onula Ukraynaca konuşur muydu? Open Subtitles هل من الممكن أن يتحدث معها باللغة الأوكرانية؟
    Onunla iyi bir konuşma yapmamız gerekecek. O çuvalda ne var? Open Subtitles أعتقد أنه يجب أن يتحدث للأخت أيضا ماذا في الحقيبة ؟
    Şu anda uyuduğu için bizimle konuşamaz ama bizi duyabilir. Open Subtitles إنه نائم الأن لذا لا يستطيع أن يتحدث إلينا لكن ربما يستطيع هو سماعنا
    O olsaydı, şimdiye kadar kızın bluzu hakkında konuşmayı bitirmişti. Open Subtitles لو كان مكانك لأوقع بأي فتاة يريد بمجرد أن يتحدث معها
    Michael'a konuşmadan önce yaptığını gerçekten yaptığı şeyi gerçekten takdir ettiğimi söylemek istedim, çünkü bu hayatımı bütünüyle çok daha kolaylaştırıyor. TED رغبت في إخبار مايكل قبل أن يتحدث بأنني حقاً أقدّر ما يفعله، لأنها تجعل حياتي العملية أسهل بكثير.
    Bu hem garip,hem acayip, ve benimle konuşmalıkonuşmamalı mı bile bilmiyor. Open Subtitles هذا سيكون غريب و و هو لا يعرف سواء عليه أن يتحدث إليّ أو لا يتحدث إليّ
    Birinin onunla konuşması gerek. Open Subtitles على أحدهم أن يتحدث إليه
    Biri basınla konuşmak zorundaydı. Open Subtitles كان على أحدهم أن يتحدث للصحافة.
    Neler olduğunu bilmek istiyor. Seninle konuşmak istiyor. Open Subtitles يريد أن يعرف ماذا يحدث يريد فقط أن يتحدث إليك
    Neler olduğunu bilmek istiyor. Seninle konuşmak istiyor. Open Subtitles يريد أن يعرف ماذا يحدث يريد فقط أن يتحدث إليك
    Wiper'ın rüzgarlığı kırık. Seninle konuşmasını söyledim. Open Subtitles صاحب مساحة الزجاج المكسورة أخبرته أن يتحدث إليك
    Hayır, hiç kimseyle konuşmuyor; ama seninle konuşur diye umuyordum. Open Subtitles كلا ، إنه لا يتحدث مع أحد ولكن أرجو أن يتحدث معكِ
    Kendi adına konuşabilir o, değil mi Jim? Open Subtitles ولكنه يمكن أن يتحدث عن نفسه ، أليس كذلك,جيم؟
    Jerry sana birşey söylemek istiyorum. Normalde hiçkimsenin Rita hakkında bu şekilde konuşmasına izin vermem. Open Subtitles أنا لا أسمح عادةً لأى شخص أن يتحدث هكذا إلى ريتا
    Seni açık bir şekilde uyarmıştım, kimse onunla yalnız konuşmayacaktı. Open Subtitles لقد حذرتك بكل صراحة لا يجب لأحد أن يتحدث إليها بمفرده

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more