"أن يتكلم" - Translation from Arabic to Turkish

    • konuşması
        
    • konuşmayı
        
    • konuşmadan
        
    • konuşmuyor
        
    • konuşabilir
        
    • Konuşamıyordu
        
    • konuşmaya
        
    • konuşmasına
        
    • konuşmasını
        
    Benim için bu konuda konuşması çok zor ve görünen o ki, bu konu diğer herkese de zor geliyor. O kadar ki, hiç kimse bu konudan bahsetmiyor. TED إنه من الصعب علي أن أتحدت عن ذلك، ويبدو أنه يصعب على أي كان أن يتكلم عن ذلك، لدرجة أن لا أحد يتحدث عن ذلك.
    Peder Bobby ise basketbol oynarken konuşmayı severdi. Open Subtitles الأب بوبى كان يحب أن يتكلم أثناء الضرب والدفع أثناء اللعب
    Öyleyse önce biz bulmalıyız ve konuşmadan önce susturmalıyız. Open Subtitles إذاً ربما علينا إيجاده أولاً و أسكاته قبل أن يتكلم
    Herkes onun hakkında iyi konuşuyor, fakat kimse onunla konuşmuyor. Open Subtitles لماذا؟ أنه الشخص الذي يتكلم الجميع عنه بحسن لكن لا أحد يتذكر أن يتكلم معه بالضبط
    Bu yerli konuşabilir! Open Subtitles أقول لكم أن هذا الغراب الغبى يمكنه أن يتكلم
    Hayır, o kadar iyi değildi. Konuşamıyordu. Open Subtitles لا, لقد كان مصابًا بشدة ولم يستطيع أن يتكلم
    Önce hiç konuşmuyordu, şimdiyse çok fazla konuşmaya başladı. Open Subtitles في البداية كان لا يريد أن يتكلم والآن يتكلم أكثر من اللازم
    Evet, insan ırkının evrensel dili, tabii Tanrı... insanların birden fazla dil konuşmasına karar vermeden önce. Open Subtitles لغة البشر العالمية قبل أن يقرر الله أن يتكلم البشر بألسنة مختلفة
    O herifin yüzünü göremezse, hakkında konuşmasını nasıl beklersiniz? Open Subtitles كيف تتوقعه الآن أن يتكلم اذا كان لم يتمكن من رؤية وجهه
    Oğlunu arayan bu Amerikalıya konuşması için izin verdik. Open Subtitles سوف نسمح لهذا الأمريكي، الذي يبحث عن ابنه أن يتكلم هنا
    Bir daha konuşmak istemiyor. Cidden. konuşması bitti. Open Subtitles هو لا يريد أن يتكلم ثانية, بالفعل لقد نُفذ الأمر, لقد ترك البناية, حسنٌ ؟
    Kuşatmayı yarıp geçecek kadar iyiyse,... sınır komutanının onunla bir konuşması lazım. Open Subtitles إذا هو جيد بما فيها الكفاية لعبور التافه للحصار سيد الحدود يجِب أن يتكلم معه
    Buradaki hoş adam seninle ilgilenecek ve konuşmayı gerçekten çok sever, Open Subtitles هذا الرجل اللطيف سيعتني بك وهو يحب حقا أن يتكلم
    Altı kilo heksogeenin satın almış. konuşmayı reddediyor. Open Subtitles لقد باع 6 كيلو من المادة المتفجرة منذ أيام ولكنه يرفض أن يتكلم
    Öyleyse önce biz bulmalıyız ve konuşmadan önce susturmalıyız. Open Subtitles إذاً ربما علينا إيجاده أولاً و أسكاته قبل أن يتكلم
    Ve pek tabii ki tüm bunlar çöpe gider tutar da birisi hedefi konuşmadan evvel öldürürse. Open Subtitles بالطبع العملية كلها تنهار لو قتل أحدهم الهدف قبل أن يتكلم
    Sonra savaşa gitti ve döndüğünden beri konuşmuyor. Open Subtitles لا، يستطيع أن يتكلم كان بروفيسوراً ..ذهب إلى الحرب، ومنذ عاد
    Kimse ya konuşmuyor ya olaya dahil olmak istemiyor. Open Subtitles لا أحد يريد أن يتكلم أو لا يريدوا أن يتورطوا
    Müsaadenle onunla biraz konuşabilir miyim? Open Subtitles أنا يمكن أن يكون لديك إذن الرجاء أن يتكلم مع الأب لمدة دقيقة؟
    Nasıl böyle konuşabilir? Open Subtitles ‫كيف له أن يتكلم بهذه الطريقة؟
    Konuşamıyordu. Open Subtitles لم يستطع أن يتكلم
    - Yalan mı? - Senin konuşmaya hakkın yok! Bu doğru değil! Open Subtitles ذلك غير صحيح، حتى الهراء له الحق أن يتكلم
    Bu zencinin senin adına konuşmasına izin vereceksin Chris? Open Subtitles ستسمح لهذا الزنجي أن يتكلم نيابة عنك كريس؟
    O zaman bekleyip, basının hırsızlık hakkında konuşmasını mı izleyelim? Open Subtitles إذا، هل يجب أن ننتظر ونرى مالذي سيحدث بعد أن يتكلم الأعلام عن سرقة الأغنية؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more