| Biri her zaman sana göz kulak olmalı, tüylü dostum. | Open Subtitles | يسعدني أنك عدت يا مايك يجب أن يعتني بك شخص ما يا كرة الشعر الضخمة |
| Birileri size göz kulak olmalı. | Open Subtitles | يجب على أحدهم أن يعتني بكم يا رفاق |
| Büyükanne , çok yaşlısın , birilerinin sana göz kulak olması gerekiyor . | Open Subtitles | جدتي، أنتِ امرأة مسنة وعلى أحدهم أن يعتني بك |
| Chor Thorc'ta bu kadar uzun süre kaldıysa başının çaresine bakabilir. | Open Subtitles | لقد نجا من مخاطر هذا البُعد يستطيع أن يعتني بنفسه |
| Babanın seninle ilgilenmesi gerektiğini mi hissettin sevildiğini hissetmek için? | Open Subtitles | إذاً تشعرين أنَّ على أبيكِ أن يعتني بكِ يجعلكِ تشعرين أنكِ محبوبة؟ |
| Kör olmak istemiyorum. Aziz Teresa, küçük İsa'ya Edith'e iyi bakmasını söyleyin. | Open Subtitles | أيتها القديسة تيريزا, أرجو أن تطلبي من يسوع الطفل, أن يعتني بإديت. |
| Birinin seninle ilgilenmesi gerek koca tüy yumağı. | Open Subtitles | يجب أن يعتني بك شخص ما يا كرة الشعر الضخمة |
| Artık ofis, ev, her şeyle ilgilenmesi gerekiyor. | Open Subtitles | الآن هو يجب أن يعتني بالمكتب، البيت، كلّ شيء |
| O hala kocam ve bana göz kulak olmalı. | Open Subtitles | انه لا يزال زوجي ، وعليه أن يعتني بي |
| Ama dinlenmesi gerek ve birinin ona göz kulak olması gerek. | Open Subtitles | لكنها ستحتاج للراحة على أحدهم أن يعتني بها |
| Birinin sana göz kulak olması gerek. | Open Subtitles | على أحد أن يعتني بك حقاً |
| Sana göz kulak olması gerekiyordu. | Open Subtitles | المفترض أن يعتني بك |
| Başının çaresine bakabilir. Hep bakmıştır. | Open Subtitles | يمكنه أن يعتني بنفسه, لطالما فعل |
| Ajan Doggett kendi başının çaresine bakabilir. | Open Subtitles | أراهن thatAgent دوجيت يمكن أن يعتني بنفسه. |
| O koca bir adam, kendi başının çaresine bakabilir. | Open Subtitles | إنه شاب بالغ، بإمكانه أن يعتني بنفسه. |
| Ve babam insanlarla ilgilenmesi gerektiğini düşünen tiplerdendir. | Open Subtitles | وأبي.. أبي رجل من نوع الذي يحب أن يعتني بالناس |
| Bay Halbestadt'a bahçeye iyi bakmasını söyleyin. | Open Subtitles | أُذكّرك بأن تجعل السيّد (هالبيشتادت) أن يعتني كثيراً بالحديقة الصخرية |
| Birisinin burayla ilgilenmesi gerek. | Open Subtitles | على احد ما أن يعتني به |
| Tatlım sürekli çalışıyorsun, birinin seninle ilgilenmesi gerekiyor. | Open Subtitles | حبيبتي , انتي فقط اذهبي اذهبي اذهبي أحدهم يحتاج أن يعتني بكِ |