| İnan bana Zora, elimden geleni yaptım, ama en sonunda... gerekeni yapmadığını kabul etmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | لقد تحملت آلاما عظيمة لكن في النهاية كان عليه أن يقبل بأنه لا يملك ما يحتاجه الأمر |
| Hey, bu gökten para yağması gibi bir şey, kim kabul etmek istemez ki? | Open Subtitles | هيه، لكن هذا بمثابة مال الذي ينزل من السماء ، من لا يريد أن يقبل به؟ |
| Düelloya davet edildiğinde kabul etmek zorunda mı? | Open Subtitles | إذا تحداه أحد , هل عليه أن يقبل ؟ |
| Ancak senin gibi biri genç bir kızın zarar görmesine göz yummaz. | Open Subtitles | رجل مثلك لا يمكنه أن يقبل بأن يرى فتاة تتعرض للأذى. |
| Gay olmadığı halde bir erkek.., ...başka bir erkeği öpebilir mi? | Open Subtitles | هل يمكن للشاب أن يقبل شابا ولا يكون شاذا؟ |
| O da işe yaramazın tekiydi. Doğru dürüst öpmesini dahi bilmiyordu. | Open Subtitles | لكن كان عديم الفائدة لم يكن بإستطاعته أن يقبل بطريقة جيدة |
| Fakat o kadının konteynırını kabul etmesinin hiçbir şekilde mümkün olmayacağını söyledi. | Open Subtitles | لكنه قال أنه من المستحيل أن يقبل توصيل تلك الحاوية |
| O senin baban Troy,bunu kabul etmek zorundasın! | Open Subtitles | هو أبّوك، تروي، أنت يجب أن يقبل ذلك! |
| Kararımı kabul etmek zorunda kalacak. | Open Subtitles | يجب أن يقبل قراري |
| Ancak senin gibi biri genç bir kızın zarar görmesine göz yummaz. | Open Subtitles | رجل مثلك لا يمكنه أن يقبل بأن يرى فتاة تتعرض للأذى. |
| Todd'a söyle, koca, siyah popomu öpebilir. | Open Subtitles | أخبري (تود) أن يقبل مؤخرتي السوداء الكبيرة |
| Kahrolası kıçımı öpebilir! | Open Subtitles | ـ بإمكانه أن يقبل مؤخرتي |
| eğer ona yalvarırsan... bir adamın ayağını öpmesini mi? | Open Subtitles | إن توسلتي إليه أن يقبل قدم رجل؟ |
| Ona, çocuklarımı benim için öpmesini söyle. | Open Subtitles | . إسأله أن يقبل أطفالى من أجلى |
| Belki şimdi halkımızın bu yeni kuralı kabul etmesinin ne kadar zor olduğunu anlayabiliyorsundur. | Open Subtitles | لعلك الآن تدركين كم هو صعب أن يقبل قومنا هذه السياسة الجديدة |