"أن يوضع" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir
        
    bir adamın sadece borcu nedeniyle hapishanede olması bir canavarlık. Open Subtitles أنه شي فظيع أن يوضع الرجل في السجن لمجرد أنه
    Evet, hayatında vücuduna kazıyacak kadar önemli bir şeyin olmadığından. Open Subtitles نعم حول أنه لا يستحق أن يوضع شيء على جسمك
    bir kişinin ömür boyu öğrenme ve deneyimi tek bir kitap içine sığabilmekten çok daha fazladır. TED عمر كامل من التعلّم واكتساب الخبرات هو أكبر بكثير من أن يوضع في كتاب
    Dr. Morbius, bu boyutta bir bilimsel buluşun Birleşik Gezegen kontrolüne girmesi gerekir. Open Subtitles موربس" إن كشفا علميا بهذا الحجم يجب أن يوضع تحت إشراف إتحاد الكواكب
    O haç önemli bir eser, bir müzeye konmalı. Open Subtitles هذا الصليب قطعة أثرية مهمة يجب أن يوضع فى متحف
    Bu depolama tankında saklanan mühürlü bir kap vardı. Open Subtitles كانت هناك حاوية مُغلقة قبل أن يوضع في سفينةِ الاحتواء.
    Katilmak isteyenler, Prot'la gitmek istemenizin nedenlerini, okunakli bir bicimde yazin ve bana getirin. Open Subtitles إذا لو أراد احد أن يوضع في الاعتبار رجاء ذكر أسبابكم بخط مقروء وواضح ويعطيها لى
    Simon, bugün bir ifade programi çikar. Ellen, durusmasiz hüküm talebi yaz. Davayi açmadan onu görmeliyim. Open Subtitles يجب أن تجمع جدول الإيداعات اليوم و يا فيلين عليك أن تبدأي بكتابة الأحكام المتوقعة و أتوقع أن يوضع هذا في ملف
    Eski bir ajan olduğunu, iyi eğitilmiş ve son derece tehlikeli olduğunu dikkate almalarını vurgula. Open Subtitles أكدوا أنه عميل سابق ومدرب جيداً، ولابد أن يوضع في الاعتبار أنه خطير للغاية
    Küller için bir kap istersiniz sanırım. Open Subtitles أفترض أنّكما ترغبان أن يوضع رماده بجرّة.
    Kaplumbağa için endişelenmeyin. Biz icabına bakıyoruz. Güzel bir hayvanat bahçesine yerleştirileceğinden emin olabilirsiniz. Open Subtitles لا تقلق بشأن الغيلم، سنهتمّ به سنحرص أن يوضع في حديقة حيوانات جيّدة
    bir kahraman, dünyanın bir köşesindeki savaş alanında diğer yoldaşlarıyla, yan yana yatmalıdır. Open Subtitles بطل كهذا يجب عليه أن يموت كبطل حرب يجب أن يوضع بين رفاقه في الميدان في أرض المعركة محاط برفاقه
    Daha geniş bir bakış açısı belki daha iyi olur. Open Subtitles يبدو أنه منظور اكبر من أن يوضع في النظام
    O evin satılmasını bir emlakçıya bırakman için hiçbir engel yok. Open Subtitles ليس هناك أي شيئ يمنع ذلك المنزل من أن يوضع في يدي وكيل
    Bu ateşleyiciler radyoaktifler ve stabil değiller bu yüzden de ikisinin de kendisine ait özel bir çantası olacak. Open Subtitles هذه المشغلات مشعّة ومتقلّبة، لذا ينبغي أن يوضع كلٌّ منها فى صندوقٌ فردي خاص
    - Şişme parkın ev dışı bir etkinlik olduğundan baya eminim. - Emin misin? Open Subtitles أنا واثقة بأن بيت البالونات من المفترض أن يوضع فى الخارج
    Riskli bir durum ama ailesi istiyor, cocuk da istiyor. Open Subtitles هذا الصبي يجب أن يوضع مباشرة على قائمة الزرع. إنها خطيرة،
    Madem öyle, şerefli bir makamı olsun. Open Subtitles حسناً، في هذه الحالة، لابد أن .يوضع في مكان شرفي
    Şu boylarda küçük bir kavanoz da olabilir. Open Subtitles شيءٌ صغيرٌ جداً لدرجة إنّه يمكن له أن يوضع في مرطبان بهذا الحجم
    Kafanı benim kadar tuvalete sokturup tesisattan bir şeyler kapmamak olmaz. Open Subtitles لا يمكن أن يوضع رأسك بالمرحاض عنوة بالقدر الذي إختبرته

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more